Japonya Rota: HEY FUJİ BİZ GELDİK

08 Haz 2018

HAKONE – HEY FUJİ BİZ GELDİK

Kalabalık, renkli ve hareketli Tokyo günlerimizden sonra yönümüzü Japonya’nın simgesi Fuji Dağı’na doğru çevirdik. Bunun için yorucu bir tren ve otobüs yolculuğunun ardından Hakone Bölgesi’ne geldik. Bu bölgeye gelmek için kullanabileceğiniz seçenekler araba, otobüs, banliyö treni ve shinkansenler. Sanırım bu kısım biraz karmaşık. Şöyle anlatayım: Fuji Dağı’na ulaşmak için öncelikle Hakone Yumoto’ya gitmeniz gerek. Aşağıdaki resimde Fuji Dağı Bölgesi’ne nasıl ulaşabilirsinizin ayrıntılı resmi var. Bu resimde de Hakone Yumoto’ya giden alternatifleri görebilirsiniz. Burada atlamamanız gereken kısım şu. Tokyo merkezden farklı trenlerle Hakone’ye ulaşmak mümkün. Tokaido Shinkansen’ine binersiniz tren yolculuğu yaklaşık 30 dakika sürüyor ama Odawara’da tren değiştirmeniz şart. Odawara Hakone arası JR olmayan trenle ve yolculuk süresi yaklaşık 15 dakika. Normal banliyö trenlerine binerseniz (not JR-Odakyu Limited Express) yolculuk 1,5 saat sürecek. Ancak Odawara’da indi bindi yapmanıza gerek yok. Tren direk Hakone’ye gidiyor. Hakone Yumoto’ya ulaştıktan sonra ise asıl iş burdan sonra başlıyor. Çünkü Fuji Dağı’nın olduğu bölgeye sadece otobüsler gidiyor ve otobüs yolculuğu yaklaşık 1,5 saat sürüyor. Bizim kalacağımız yer Hakone merkezde değildi. Fuji Dağı bölgesine yakındı. Bu nedenle valizlerle o otobüs yolculuğunu yapmak zorunda kaldık. Çok kolay bir yolculuk olmadı onu belirtmem gerek. Bence Hakone’ye kesinlikle günü birlik -valizsiz- bir tur düzenleyin. Ya da kalacaksanız birkaç gün kalın derim ki o çileye değsin. Hakone kısmı oldukça karışık. Japonya seyahatimiz sırasında sürekli yararlandığım bir site vardı. Onu sizinle paylaşmak istiyorum. Japonya’nın resmi turizm sitesi. Çok ayrıntılı ve oldukça yararlı. Bence bir göz atın: https://www.japan-guide.com/e/e5206.html

Her yerin bir simgesi vardır, orayı görünce tamam ben artık o ülkeye geldim dersiniz ya, hani Eyfel Kulesi’ni görünce Paris’de olduğunuzu, Kolezyum’u görünce Roma’da olduğunuzu, Big Ben’i görünce Londra’da olduğunuzu anlarsınız ya, biz de Fuji Dağı’nı görünce tamam dedik, biz Japonya’dayız.

Fuji ya da Japonların deyimi ile Fujisan, Japonya’nın en yüksek dağı. Yüksekliği 3.776 metre. Volkanik bir dağ olan Fuji, en son patlamasını 1707 yılında gerçekleştirmiş. Yapısı koni biçiminde ve üzeri her zaman karlarla kaplı. Fuji Dağı, 2013 yılından beri Dünya Kültür Miras Listesi’nde yer almakta.

Bu bölgeye geldiğinizde yapabileceğiniz birkaç aktivite var. Bunlardan ilki ve bizim de iki yönlü olarak gerçekleştirdiğimiz Ashi (Ashinoko) Gölü’nden Fuji Dağı’nı izlemek (daha doğrusu bulutsuz ve açık bir havanın olduğu bir günde değilseniz Fuji Dağı’nı yakalamaya çalışmak) ve sonrasında da bir teleferik ve bir finiküler vasıtası ile yükseklere çıkıp, zirveden manzaranın keyfini çıkarmak. Eğer Odawara üzerinden giderseniz Hakone Free Pass alabilirsiniz. Fiyatı kişi başı 4.000 yen ve 2 gün geçerli. İlk gün gittiğimizde hava kapalıydı. Pek bir şey görme şansımız olmadı. O nedenle aynı turu ertesi gün daha güzel havada yaptık. Hakone Free Pass olduğu için 2 defa para ödememiş olduk. Siz planınıza göre Hakone Free Pass alıp almayacağınıza orada karar verebilirsiniz. Çünkü free pass çok da ucuz değil. İyi düşünmek şart.

Ashi Gölü’nde iki yönlü olarak tekneler çalışıyor. Bu tekneler 3000 yıl önce oluşan bu krater gölü Ashi’de kuzeyindeki limanları Togendai ve Kojiri ile güneyindeki limanları Moto Hakone ve Hakone Machi arasında hizmet veriyorlar. Göl kenarında Hakone-Jinja Shrine’ın kırmızı kapısı bulunuyor.

Teleferikle çıktığımız Komagatake Dağı ise volkanik bir dağ. Teleferik ile dağların tepesine çıktığımızda etrafı yoğun bir sülfür kokusu kapladı. Hatta teleferiğe binmeden önce bu gazlardan daha az etkilenmemiz için bizlere ıslak havlu dağıtılmıştı. İlk etapta bunun nedenini pek anlamasak da daha sonrasında iyi ki bu mendiller var dedik. Bizim gittiğimiz dönemde gaz salınımı insan sağlığını tehdit edecek bir boyutta değildi ama bu durumun çok daha kötü olduğu zamanlar da oluyormuş, bu yüzden bu bölge her zaman açık da olmayabilir. Teleferikle yukarı çıkarken Fuji manzarası eşlik ediyor eğer tabii ki hava açıksa.

Teleferik ile dönerken Defne ve Eren’e turistlerden biri simsiyah iki yumurta verdi. Bu yumurtalar sülfür gazında pişmiş yumurtalardı. Kokusu nasıldı derseniz: Berbat… Tadı nasıldı derseniz: Denemeye cesaret edemedik ama bu yumurtalardan etrafta deneyen birçok kişi olduğunu söyleyebilirim. Aşağıdaki fotoğrafta o iki siyah yumurta var ya işte onlar sülfür gazında piştiği için simsiyah.

Bu bölgeye geliş nedenimiz tabii ki Fuji Dağı’nı görmekti. Buyurun bakalım, Fuji Dağı’nı fotoğraflayabileceğiniz en güzel noktalar:

Chureito Pagoda (meşhur Fuji fotoğrafının çekildiği yer):

Aşağıdaki fotoğrafı ne yazık ki biz çekmedik. Çünkü oraya çıkmadık. Tokyo ve Kyoto’da Sakura dönemine denk geldik ancak Fuji Bölgesi’nde Sakuralar 3-4 hafta daha geç olduğu için biz Fuji Bölgesi’ndeyken ağaçlar henüz kuruydu. Bu nedenle yukarı çıkmaktan vazgeçtik. Ama eğer dönemine denk gelirseniz sizi orada nasıl bir manzara bekliyor göstermek için internetten alıntı yapıyorum:

Motosu-ko
Ashi Gölü

Izu Peninsula
Panorama-dai
Koyo-dai
Kawaguchi-ko

Yapılabilecek diğer aktiviteler de Fuji Five Lakes bölgesini ziyaret etmek ve 1 Temmuz ve 31 Ağustos tarihleri arasında dağ tırmanmak. Hem inanılmaz şekilde hızlı değişen hava şartlarından dolayı hem de etrafta yeterli güvenlik önleminin alınamayacak olmasından dolayı bu tarihler dışında tırmanırsanız tehlikeli olabilir. Bu bölgede araba kiralarsanız güzel olur.

Konakladığınız yer: http://offtheroadonthetrack.com/japonyada-konaklama-hakkinda-her-sey/