Burası Endülüs


24 Haz 2012
Paylaş

İslamın izlerini, “çiçeklerle bezenmiş avlularıyla” kanıtlayan beyaz evlerin, dar sokakların bölgesi burası…


Kiliselerin önce camilere sonra yine kiliselere dönüştürüldüğü, zamanın minarelerinin şimdi çan kulesi olduğu bölge burası…


Tarihin izlerini dar sokaklar arasında sürerken birden kulaklarınızda ezan sesini duyup büyüleneceğiniz yer burası…
Hristiyanlar tarafından tüm ihtişamıyla inşa edilmiş sarayların duvarlarında, yüzyıllar boyunca beraber yaşanmışlığın anısına dair “Tek galip Allah’tır” yazısını bulacağınız yer burası…

Matadorlarının boğalarla dövüştüğü arenalarında mutlak olan tek şeyin “Ölüm” olduğu yer burası…

Toplum tarafından ezilmelerine, dışlanmalarına müzikle, dansla cevap veren; yere vurdukları her topukta, her alkışta bir başkaldırışı simgeleyen “Çingenelerin Flamenko’sunun” anavatanı burası…

Tapasların, paella’nın, sangria’nın memleketi burası…

Güneşin sıcaklığını insanların yüzlerinde bulabileceğiniz yer burası…

Akdenizi tüm maviliği ile hissedebileceğiniz, öğleden sonra “Siesta” yapabileceğiniz yer yine burası…

Burası Endülüs…

10 gün süren Endülüs tatilimize dair yazılarımı ilerleyen günlerde sizinle paylasacağım…

(07-17-06.2012)

Gökce Demirci

Yorumlar

yorum

Share

Gökçe Demirci