Valensiya Geri Rehberi

01 Ara 2017

Ne zaman gitmelisiniz, ziyaret etmeniz gereken en önemli merkezler nereleri, ne yemeden dönmemelisiniz ve gitmeden önce bilmeniz gereken önemli bilgileri içeren Valensiya Gezi Rehberimizi okumadan Valensiya tatili planlamayın sakın…

İspanya’nın en büyük üçüncü kenti Valensiya’ya gitmeye hazırlanan sizler, ülkenin en çarpıcı mimarilerinden birini göreceğinizi, zarif ”art nouveau” yapıların yanı sıra Gotik ve Rönesans anıtları arasında gezineceğinizi biliyor musunuz? Dinamik müzeler, çeşitli restoranlar, hareketli gece hayatı, harika mağazalar ve birkaç kilometrelik plajı ile Valensiya Akdeniz coşkusunu yaşatacak sizlere.

Kısa Kısa…
Valensiya’ya Türk Hava Yolları ile direk uçmak mümkün. Uçuş süresi yaklaşık 4 saat.
M.Ö 138 yılında kurulmuş. Yaklaşık 809.000 nüfuslu ve İspanya’nın 3.büyük kenti.
Yılda yaklaşık 4milyon turist ziyaret ediyor.
Şehri en iyi görebileceğiniz yer Miguelete Kulesi
”Agua de Valencia” yani Valensiya’nın suyu adlı içeceği muhakkak deneyin. İçinde cava (İspanyol şampanyası), portakal suyu, cin ve votka var. Bu içkinin ilk yapıldığı bar Valensiya’daki Cafe Madrid. Bu içkiyi içebileceğiniz diğer bir mekan ise Café de las Horas. Biz denemedik ama ismini çok duydum o nedenle burada bahsediyorum.
Paella’nın ana vatanıdır Valensiya.

Valensiya’ya ne zaman gitmeli?
Valensiya’da genellikle kışın çok soğuk olmaz ve  Ocak/Şubat aylarında bile dışarıda oturabilirsiniz. İlkbahar ve sonbahar kültürel etkinliklerin en canlı mevsimleridir ve güzel hava da garantidir. Yaz ayları ise birazcık rahatsız edici derecede sıcak olabilir, ancak yazın da plajlarında serinlemek mümkündür. Yani bu şehir yılın 12 ayı için gezmeye uygundur.

Valensiya’nın en önemli festivallerinden biri olan Las Fallas (Ateş festivali) baharın gelişi sebebiyle yapılıyor ve 2018 tarihinde de 15-19 Mart tarihleri arasında yapılacak. Seyahatinizi bu döneme denk getirebilirsiniz. 

ve benim her sene gitmeyi kafaya koyduğum ama bir türlü denk getiremediğim çılgın domates savaşının yapıldığı köy olan Bunol Valensiya’ya çok yakın. Gitmişken ikisini birleştirmek bence harika olur. 2018 yılında 29 Ağustos’ta yapılacak. Bu festival yani ”La Tomatina” dünyanın en büyük yemek savaş festivali  :) Daha fazla bilgi için tıklayın 

Valensiya’da Neler Yapabilirsiniz?

Katedralin hemen yanıbaşındaki birçok kafe ve barın bulunduğu tarihi Carmen semtinde dolaşmalısınız.

 

Art nouveau mimariye sahip Central Market’teki muhteşem meyve, sebze ve balıkları denemelisiniz.
İspanya şehirlerinde yapmaktan en çok hoşlandığımız şey marketlerine gidip gezmek ve o enfes tatları tatmak. 1920’lerde inşa edilen art nouveau mimarisine sahip Valensiya pazarı Avrupa’nın en büyüklerinden biridir. Demir yapısının kubbelerini süsleyen vitray ve mozaikleri görmek için yukarıya bakmayı ihmal etmeyin! (Adres: Plaza del Mercado)

15. yüzyılda ipek alışverişinin merkezi olan La Lonja’ya uğramalısınız. 
Marketin hemen karşısındaki 15. yüzyıl ipek alış-verişinin merkezi, Avrupa’daki Gotik sivil mimarinin en iyi örneklerinden biri ve Dünya Mirası statüsüne sahip. (Adres: Plaza del Mercado)

Katedral’i gezmelisiniz!
13. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar inşası devam eden bu Katedral’in bulunduğu yerde daha önce bir Roma Tapınağı ardından da bir cami varmış. Bu nedenle Katedral’in mimarisinde Romanesk, Gotik ve Barok özelliklerini bulmak mümkün. Müzesi, muhtemelen orijinal Kutsal Kase olarak Vatikan tarafından tanınan bir kadeh içermekte. Goya ve diğer büyük sanatçıların tabloları bu Katedral’de sergileniyor. İsterseniz Katedral’in tepesinden şehre kuşbakışı bakabilirsiniz. (Adres: Plaza de la Reina)

Yazın gittiyseniz plajlarında denize girmeyi ihmal etmeyin.
Biz halk otobüsüne atlayıp bir halk plajına gittik ve yarım günümüzü sahilde geçirdik. 

Restoranlarında muhakkak ”Paella” deneyin.

Fütüristik Sanat ve Bilim Kenti’ne bir göz atın ve Oceanogràfic akvaryumunu kaçırmayın.
Santiago Calatrava ve Félx Candela tarafından tasarlanan şık beyaz kompleks, bilim müzesi, IMAX sinema ve planetaryum, opera binası ve deniz parkı gibi olağanüstü heykel alanlarına ev sahipliği yapıyor. Mozaik fayanslı ve parabolik kemerli bu müze, birkaç ayda bir değişen etkileşimli sergilerin bulunduğu bir yer. Oceanogràfic akvaryumu ise, 45.000’den fazla türe sahip Avrupa’nın en büyük ve en zarif akvaryumlarından biri. (Adres: Avenida Autopista del Saler 5)

Turia Bahçeleri
1950’li yıllara kadar şehrin çevresinde akan Turia nehrinin yatağı taşkınlar sonrası değiştirilmiş. Nehir yatağı artık Valensiya halkının yürümesi, koşması ya da keyifli zaman geçirmesi için bir park haline dönüştürülmüş. Bisiklet kiralayıp bu bahçeleri gezebilirsiniz.

Biopark’taki hayvanlara ve Museo de Bellas Artes’deki önde gelen İspanyol sanatçıların tablolarına bakın.
Museo de Bellas Artes aslında İspanya’nın en önemli sanat müzelerinden biri. 17. yüzyıldan kalma bir binada yer alan müze, 14.-16. yüzyıla ait koleksiyonların yanı sıra Velázquez, El Greco ve Sorolla’nın da aralarında bulunduğu Valensiya sanatçılarının eserlerini sergiliyor. (Adres: San Pío V)

Biopark ise hayvanların olabildiğince doğal bir yaşam alanında yaşadığı yer. Birçok hayvana yaklaşma imkanı bulabilirsiniz burada. Özellikle çocuklu aileler için güzel bir aktivite olacaktır. (Adres: Avenida Pío Baroja 3)

Ulusal Seramik Müzesi’ni (Museo Nacional de Cerámica) dıştan bile görmeyi ihmal etmeyin.
Bu müzeye girmek zorunda değilsiniz. Ancak dış cephesini görmeyi ihmal etmeyin derim. (Adres: Palacio del Marqués de Dos Aguas, Rinconada García Sanchís)

Valensiya Tarihi Müzesi (Museo d’Història de Valencia)
Biopark’ın yakınındaki bu müze, etkileşimli sergiler vasıtasıyla şehrin tarihini eğlenceli ve erişilebilir bir şekilde çiziyor. İlgisi olanlar buraya gelip Valensiya tarihini eğlenceli bir şekilde öğrenebilir. (Adres: Calle Valencia 42)

Valensiya Modern Sanatlar Enstitüsü (IVAM)

Julio González ve Ignacio Pinazo’nun kalıcı sergilerinin yanı sıra geçici sergilerin sergilendiği bu çağdaş sanat müzesine ilginiz varsa gidebilirsiniz. (Adres: Guillem de Castro 118)

Ne yemeden dönmeyin?
Doğru Akdeniz’de olduğunuzu özellikle İspanya’da olduğunuzu unutmayın. Valensiya, İspanya’nın yiyecek-içecek açısından en iyi şehirlerinden biri. Burada yıl boyu gastronomik etkinlikler düzenleniyor. Mesela, Mart ayında, dünyanın her yerinden gelen şefler özel menüler oluşturuyorlar (valenciaculinarymeeting.com) ya da her yıl belirlenen bir ayda bir hafta boyunca Valencia Restaurant Week (valenciacuinaoberta.com) etkinliği çerçevesinde Michelin yıldızlı ve daha birçok restoranda öğle yemeğini 20 €’ya ya da akşam yemeğini 30 €’ya bulmanız mümkün. Daha fazla bilgi ve tarihler için tıklayın 

Paella’nın anavatanında olduğunuzu hatırlatırım. Bu nedenle Paella yemeden dönmemelisiniz. Şehir çevresindeki kırsal kesimde muhteşem sebze çeşitleri yetiştiriliyor, böylece lokantalarda harika sebzeler yemeniz mümkün. Ve tabii ki Akdeniz’de olmanın yanında, balık ve kabuklu deniz hayvanları da gerçekten çok taze. 

Biz 2 defa Valensiya’ya gittik ve bu iki seferde de yemek yediğimiz yer olan Taska Hogan bizi hiç hayal kırıklığına uğratmadı. (Adres: Calle Vallanca 3). Burada paella denemedik ancak biber kızartması, kalamar, karides tava denedik ve çoook beğendik. İspanya’da sarımsaklı ve domatesli ekmek de muhakkak denenmeli. (Toska Hogan’da yediğimiz Gambas al a jillo, ensalada Valenciana, calamares romana, pan con tomate, su ve cervesa için toplam 38 Euro ödemişiz). Paella’yı yediğimiz restoranın ismi ise El Rall Restoran. (Paella ve 2 tapas için 51 Euro ödemişiz).

Bunun dışında birçok tapas bar denedik ve bol bol tapas yedik. Hepsinden de memnun kaldık. Gözünüze güzel gelen tapas barlara girin ve masaya oturmadan barda tapaslarını deneyin derim.

ve bizim favorimiz olan merkez marketten bol bol alış-veriş yapıp taze meyve sebze yedik. Yazın gitmenin avantajıyla kiraz, karpuz, pembe domates ve bibere doyduk diyebilirim.

Nerede konaklayabilirsiniz?
Biz 2 defa Valensiya’ya gittik demiştim ya her ikisinde de kalacağımız yeri booking.com’dan ayarladık. İkinci kez gittiğimizde kaldığımız yerde ortak mutfak vardı. Böylece marketten alış-veriş yapıp kendimiz hazırlamıştık yemeğimizi. Siz de mutfaklı bir yer bulabilirsiniz. 

Eğer parası fark etmez özel bir yer arıyorum diyorsanız önerim Westin Valencia. Burası, Tomorrowland’ı çekerken George Clooney’nin kaldığı yer. (Adres: Avenia de Saboya 16, westinvalencia.com)

Off the Road on the Track Akdeniz’in güzel şehri Valensiya’daydı.
Temmuz/2015

Yorumlar

yorum