DEMİRCİ NORDİK ROTASI : Karavanla İsveç – Norveç – Finlandiya Rotamız


10 Tem 2024
Paylaş

Karavanla İsveç – Norveç – Finlandiya coğrafyasını nasıl keşfettik? Hangi rotayı izledik? Bu rota üzerinde EN sevdiğimiz yerler nereleri oldu? Gelin beraber keşfedelim.

İskandinav topraklarında karavanla yolculuk yapmak isteyenler ya da bu coğrafyada araç kiralayıp uzun yol yapma niyetinde olanlar bu yazı tam da sizin için. İsveç, Norveç ya da Finlandiya coğrafyasında nereye gittiğinizin pek bir önemi yok aslında. Gidilecek yerden öte yolun kendisi özel ve karavan seyahati için en ideal coğrafya. O zaman hadi başlayalım.

İsveç, yaklaşık 300.000 adadan oluşan bir ülke ve ülkede 100.000’e yakın göl var. Kuzeye doğru ilerlerken sağ taraf baştan başa deniz. Avrupa Birliği içinde en çok ormanlık alana sahip olan ülke, İsveç. Sadece İsveç ve Finlandiya beraber Avrupa’nın ormanlık alanının %30’unu oluşturuyor. Norveç ise neden Norveç sorusuna yer bırakmayan, dağları ve fiyordlarıyla herkese bir gün mutlaka gidip görmeliyim dedirten ülke. Yani uzun lafın kısası; İsveç, Norveç ya da Finlandiya coğrafyasında nereye gittiğinizin pek bir önemi yok aslında. Gidilecek yerden öte yolun kendisi özel ve karavan seyahati için en ideal coğrafya bence. 

Ayrıca Allemansrätt, İskandinav ülkelerinde doğanın herkese ait olduğunu söyler. Doğaya zarar vermeden, herkes istediği yerde konaklayabilir, karavanıyla kalabilir ya da çadır kurabilir. Bu Avrupa’nın diğer ülkelerinde böyle değil ne yazık ki. Mesela Almanya’da karavanınızla seyahat ederken hoşunuza giden bir gölün kenarında geceyi geçiremezsiniz, çünkü yasak. Karavanla konaklama sadece kamp alanlarında mümkün. Ya da çadır kurmak ve ateş yakmak da Almanya’da ve diğer Alpler coğrafyasında yasak. İskandinav ülkelerinde ise Allemansrätt kuralı geçerli. Bu hak, karavanla seyahatte İskandinav ülkelerini daha keyifli bir noktaya taşıyor. Hoşunuza giden bir manzarada durup, geceyi orada doğanın tam da içinde geçirebilmek aslında oldukça lüks bir şey günümüz dünyasında. İşte, bu lüksü, İskandinav coğrafyası sunuyor bizlere. 

Sadece bu iki temel konuyu göz önünde tuttuğunuzda bile İskandinav ülkelerinin karavanla yolculuk yapmak isteyen doğa severler için biçilmiş kaftan olduğunu göreceksiniz.

Stockholm’den başlayan karavan yolculuğumuz tam 5 hafta sürdü. Hedef hep kuzeydi, yani Kuzey Kutup Dairesi içinde batmayan güneşi deneyimlemekti. Bu 5 haftalık süre boyunca İsveç – Norveç – Finlandiya topraklarında tam 5.750 km yol aldık. Genel olarak, rota için kafamızda bir plan olsa da rotamızı sürekli olarak güncelleyerek çok güzel yerler keşfettik. 

Sizin 5 haftanız olmayabilir. Bu rota içinden sizin hoşunuza giden kısmı alıp yeni bir rota oluşturmanız mümkün. 

Ben, bu yazımda rotamızdaki ana duraklardan bahsedip size genel bir çerçeve çizmek istiyorum. Genel olarak rotanın en belirleyici hatlarını sırasıyla vermeyi hedefliyorum. Rota duraklarında yaptığımız aktivite-doğa yürüyüşü ya da konakladığımız kampları ise ayrı bir yazımda ele almayı planlıyorum. Bu sayede bu yazıyla İskandinav coğrafyasında karavan yolculuğu yapmak isteyen sizler, ayrıntıda kaybolmadan, coğrafyaya genel bir açıdan bakma fırsatı bulacaksınız. Bölgeleri ise mesela Lofoten, Kiruna ya da Lyngen Alpleri gibi ayrı ayrı, bölüm bölüm anlatmayı planlıyorum. 

1 – Kiruna – Abisko Ulusal Parkı yani İsveç’in Lapland Bölgesi:  Kiruna, İsveç’in en kuzeyindeki şehir. Abisko Ulusal Parkı ile beraber kışın kuzey ışıklarını görmek isteyenlerin mutlaka uğradığı bölge. Yazın ise Kiruna & Abisko, Kuzey Kutup Dairesi içinde yer aldığından gece yarısı güneşini deneyimlemek için harika bir yer. Eğer Abisko Ulusal Parkı içinde yer alan teleferikle gece saat 1 sularında dağa tırmanmak isterseniz -aynı bizim yaptığımız gibi- yanınıza güneş gözlüğünüzü almayı unutmayın. Unutulmaz bir deneyim olacak, bundan emin olun. Ayrıca Abisko Ulusal Parkı içinde yer alan Torneträsk gölü muazzam bir manzaraya sahip (aşağıdaki fotoğraf bu gölün kıyısındaki manzara). Kaçırılmaması gereken bir yer burası. 

2- Lofoten Adası – Norveç’in ikonik, tüm o muhteşem fotoğrafların çekildiği yerlerin başında yer alan Lofoten, zaten bu seyahate çıkışımızdaki ana motivasyonumuzdu. Lofoten için 4-5 gün ayrılsa yetmez. Her noktası fotoğraflık, çok güzel yürüyüş rotaları var. Maldivleri aratmayacak kumsalları var, deniz suyunun buz gibi oluşunu sadece aklınızdan çıkarmayın yeter. Lofoten Adaları’nı baştan başa karavanla geçerken özellikle Reine, Sakrisøy, Å i Lofoten, Henningsvaer köylerinde daha çok zaman geçirip yürüyüşler yaptık ki hepsi birbirinden harika manzaralar eşliğindeydi. Burada ayrılca Trollfjord’da fiyort gemi turu satın alarak fiyordların kalbine bir yolculuk yaptık. Lofoton Bölgesi’ni anlatan ayrıntılı yazımı en kısa zamanda yayınlayacağım. Lofoten Bucket List’te yer alacak bir coğrafya.

3- Lofoten sonrası, Matind zirve yürüyüşünü yapmak üzere Andoya üzerinden Bleik – Stave Bölgesi’ne gittik. Daha önce adını bile duymadığımız bu bölgedeki Matind yürüyüşü dağlarda dolaşan koyunlar eşliğinde oldu. Burası da dağ yürüyüşü severlerin listeye alması gereken noktalardan. 

4- Andenes’ten karavanımızla bindiğimiz gemi ile  Gryllefyord’a ulaştık. Burada yeri gelmişken belirtmek isterim ki gemi yolculuklarının da keyfi bir başka güzel. Fiyordlar arasında ilerlerken fiyordları yakından & uzaktan seyretme imkanı yakalıyor insan. Gryllefyord’a geliş amacımız Senja Ulusal Parkı’nı keşfetmekti. Burası bizim için tam anlamıyla bir sürpriz oldu. Muhteşem bir yer. Hesten dağ yürüyüşümüz hayatım boyunca yaptığım tüm yürüyüşler içinde ilk 5’e girer. Ama en tepeye kadar çıkmalısınız. Manzara müthiş. Eğer dağ yürüyüşleri yapıyorsanız burası MUST

5- Senja sonrası yine gemiyle Skittenelv tarafına geçip burada bir kamp yerinde kaldık. Burası bizim için bir geçiş noktasıydı. Kuzeye doğru ilerlerken havuzlu bir karavan kampında kalarak dinlendik birkaç gün. 

6- Tromsø şehrine bu kadar yaklaşmışken Tromsø yapmadan olmaz dedik ve bu güzel şehirde güzel bir gün geçirdik. 

7- Tromsø sonrası hedef Lyngen Alpleri’ydi. Buraya yine gemiyle geçtik. Svensby’de manzarası fiyord manzarası olan bir kamp yerinde kaldık ve buradan günü birlik yürüyüşler yaptık ki Mavi Göl (Blåisvatnet) buranın en önemli noktalarından biri. Şöyle söyleyebilirim ki Lofoten kadar güzel bir bölge Lyngen Alpler Bölgesi. Çok yüksek dağlar var ve fiyord manzaraları muhteşem. Mavi Göl yürüyüşünü ise sakın es geçmeyin. 

8- Yine gemiye binerek Lyngen Alpleri’nde ilerlemeye devam ettik ve Storjorden’a geldik. Burası da bizim favorilerimizden oldu. Burada fiyordun kıyısında, karşımızda yüksek dağlardan akan -tam sayısını şimdi unuttuğum- 4 ya da 5 şelalenin manzarasında  geceledik. Gece yarısı güneşi altında balık tuttuk. Hala geriye dönüp bu seyahatimizi andığımızda, ilk aklımıza gelenlerdendir bu bölge. Lyngen Alpleri’ni sakın es geçmeyin. Bu bölge şelaleleriyle ünlü. Güzel şelale yürüyüşleri var. 

9- Lyngen Alpleri’nin kuzeyinde yer alan takım adalarda Skjervoy’a kadar yol alıp ardından yönümüzü Nordkap (Nord Cape) olarak belirledik. 

10- Nord Cape bu seyahatimizin en muhteşem anılarını yaşadığımız kısmını oluşturuyor. Burası bisiklet severlerin, seyahat severlerin, kendini yollara adamış insanların, gezginlerin mabedi; ulaşmak için büyük emek verdiği nokta. Avrupa kıtasının toprak olarak kuzeydeki uç noktası. Nord Cape’e ulaştığınızda 71. enleme ulaşmış oluyorsunuz. Oradaki yüksek yamaçlara ulaştığınızda ise sizi sonsuz bir boşluk karşılıyor. Zaten sonrası Kuzey Kutbu. Oraya gitmemiz, orada geçirdiğimiz zaman bizim EN Unutulmaz günümüz oldu, bu 5 haftalık seyahatte. Oraya giderken Sami köylerinden geçtik. İnsandan çok geyik gördük yol boyunca dersem abartmış olmam. Mola verdiğimiz sami köyünde dibimize kadar geldi geyikler (Smørfjord, mola verdiğimiz köyün ismi). Sarnes ise 71. enlemde hemen Nord Cape öncesi yer alan köyün ismi. Orada dev yengeçleri (king crab) gördük. Orası king crab safarilerinin yapıldığı yermiş. Boyumuz kadar yengeçlerdi. Bu bölgeyi imkanınız varsa rotanıza muhakkak katmalısınız. Yol boyunca tanıştığımız birçok gezginin yola çıkış nedeni hep Nord Cape’e ulaşmaktı. Bucket List’te yer alması gereken bir yolculuk, Nord Cape’e yapılan yolculuk. Bizden bir TIK o zaman. 

11- Nord Cape sonrası sami köyleri olan Karasjok ve İnari üzerinden Finlandiya sınırını geçtik ve Rovaniemi’ye ulaştık. Burası mevsim yaz bile olsa çocuklarla seyahat ediyorsanız mutlaka listeye almanız gereken bir yer. Santa Claus Köyü başlı başına bir seyahat nedeni, çünkü Noel Baba ile tanışıyorsunuz. 66. enlemin geçtiği, yani Kuzey Kutup Dairesi’nin başlangıç yerinin bulunduğu bu şehir ayrıca kışın kuzey ışıklarını görmek isteyenlerin gelip kaldığı bir şehir. Eğer daha kuzeye gidemeyecekseniz burada İskandinav doğasını deneyimleyebilir, geyik ya da husky görebilirsiniz. Santa Claus Village tam bir günlük aktivite sunuyor.

12- Finlandiya’da yol almak bir sonsuzlukta yol almak gibi. Hiç insan ya da ev görmeden saatlerce orman içinde, göl kıyısında ilerleyebilirsiniz. Oldukça vahşi bir doğası var, Norveç ve İsveç’le karşılaştırıldığında. Daha bakir. Daha az turist var. Zaten seven insanın gelmesi gereken bir ülke. Biz Finlandiya topraklarında Rovamiemi sonrası doğuya doğru yol alarak Rusya sınırına dayandık. Kaldığımız orman kampına bayıldık. Sessizlik içinde, huzur içinde doğayla bütünleştik. Sinek sorunu hiç yaşamadık ancak Finlandiya sinek konusunda oldukça riskli bir bölge. Eğer çok hazırlıklı değilseniz Rovaniemi sonrası İsveç’e/Norveç’e doğru yönelmenizi tavsiye ederim. Eğer bizim gibi doğayla iç içe kalmak istiyorsanız da size doğuda Rusya sınırında kaldığımız kamp yerini kesinlike öneririm. İsmi Lumakeskus Himmerki. Auttiköngäs ise doğa yürüyüşü yaptığımız bölge. Burada özelikle ayı gözlemi yapılıyor. Dediğim gibi Finlandiya oldukça vahşi bir doğaya sahip. Julma Ölkky ise Finlandiya’nın en büyük kanyon gölüymüş. Burada yürüyüş yapmak yerine kanyon gölünde tekne turu yaparak bu bölgeyi keşfettik. 

14- Sonra vurduk kendimizi Finlandiya’nın batısına. Vaasa şehrinden arabalı gemiyle İsveç’in Umeå şehrine geçip artık güneye çevirdik yönümüzü. Meşhur Bothnia Körfezi boyunca ilerlerken Kustvägen adı altında markalaşmış sahil yolunu keşfettik.  Bu bölge İsveç’in Lofoten’i kesinlikle. Küçük küçük balıkçı kasabaları arasından ilerliyor yol. Kimisinde durup öğle yemeği yiyebilir, kimisinde denize girebilir, bir sonraki yerde konaklayabilirsiniz. Kırmızı evlerden oluşan bu balıkçı köyler muazzam manzaralar sunuyor. Bizim şansımıza tam bir yaz havası hakimdi. Denize girdik, çok kaliteli balık restoranları keşfettik ki bu restoranları Kustvägen Bölgesi’ni anlatan yazımda muhakkak paylaşacağım. Konaklamak için bulduğumuz kamp yerleri tek kelimeyle müthişti. Bu yüzden bu bölge 5 haftalık karavan seyahatimiz sırasında bize en çok keyif veren yerlerin ilk üçüne girdi. Bu bölgeyi herkese tavsiye ederim. Ayrıca masal ormanı  olarak adlandırabileceğim Trolska Skogen yine bu bölgede ve çocuklarla seyahat eden ailelerin kaçırmaması gereken bir durak. Orman içinde kurulmuş farklı farklı istasyonlar var ve bu istasyonlarda canlı performanlarla (tiyatro & dans) bir masalın içinde gezdiriyorlar sizi. Troller, periler, cadılar… İskandinav destanlarından çıkmış karakterlerle harika bir 2 saatlik eğlence sunuyorlar ve bunu da orman içinde açık havada yapıyorlar. Umarım tekrar buraya yolumuz düşer. 

15 – Högbo Bruk ise aslında 5 haftalık karavan turumuzdaki ilk mola yerimiz. Son gecemizi de başladığımız noktada geçirmeye karar verdik. Stockholm’den başlayan yolculuğumuz tarih olarak İsveç halkının en önem verdiği kutlama olan Midsommar kutlamalarına denk geldiği için rotamızda ilk durağımız Midsommar kutlamalarına katılmak için Högbo Bruk olmuştu. Ancak bence burası ayrca bahsedilmeyi hak eden bir yer. Burası İsveç’te yaşadığımız 3 yıllık süre zarfında Stockholm’den sonra en çok zaman geçirdiğimiz yer olabilir. Buranın doğasına, doğayla iç içe aktivitelerine bayılıyorum. Högbo’da çok güzel bir göl ve göl çevresinde de yürüyüş & bisiklet yolları var. Ayrıca göl çevresinde cafe ve restoranlar var. Burası Stockholm’e gelindiğinde biraz İskandinav havası almak isteyenler için önerebileceğim bir durak. Högbo’daki otelde, karavan gezimiz sonrasına denk gelen ilk Ocak ayında bir hafta sonu kalmıştık. Bembeyaz karlar altında çok masalsı bir havası vardı. Karavanla seyahatimiz ise Haziran ayında güneşli bir güne denk geldiği için göle girmeyi tercih ettik. Son günümüzde de ormanda orman meyveleri topladık, bisiklet sürdük ve kapanışı göle girerek yaptık. 

5 haftalık İskandinav seyahatimizin rotasını oluşturan önemli duraklar üstte saydığım gibiydi.

Genel olarak, 

5 hafta boyunca bir karavanın içinde ,

  • tam tamına 5.750 km yol yaptık,
  • 3 İskandinav ülkesi gezdik,
  • 59. Enlemden başlayıp taaaaa kuzeyde 71. Enleme ulaştık,
  • kuzey kutup dairesi içinde haftalar geçirip güneşi hiç batırmadık,
  • insandan çok geyik gördük,
  • yeşil ormanlar, mavi göller/denizler ve fiyordlar evimiz oldu,
  • 71. Enlemde buz gibi suya atlayıp, dağ-tepe yürüdük,
  • Norveç fiyordlarında balık tuttuk, Finlandiya göllerinde kano yaptık,

yeni şeyler görmüş, yaşamış ve bunlar üzerine uzun uzun kafa yormuş ama her şeyden önemlisi ve değerlisi bir karavanın içinde ailecek 7/24 zaman geçirmiş bir aile olarak biz bu KARAVAN işini ÇOK SEVDİK. 

Karavanla Avrupa topraklarında rota arayışı içinde olan herkese fikir vermesi dileğiyle, hoşçakalın.

Off the Road on the Track – Kravanla İskandinav Turu / Demirci Nordik Rotası

23.06.2023 – 26.07.2023

Yorumlar

yorum

Share

Gökçe Demirci