Bu bir ”Dünya Turu” meselesi – Maho on Earth


06 Ağu 2018
Paylaş

Şu anda dünya turunda olan Mahide ile bir söyleşi gerçekleştirdim. O aynen şöyle düşünüyor…

İnsan, ufkunu genişletmek, önyargılarından kurtulmak, konfor alanından çıkıp konforlu hissettiği alanı genişletmek, şaşırmak, şükretmek için seyahat etmeli. Bunun için ilk adımı çok uzaklara atmaya da gerek yok. Sen gidemiyorsan, aç evini seyyahlar sana gelsin. Yeter ki kendimizi hapsettiğimiz baloncuğun ötesini keşfetmeye, öğrenmeye açık olalım.

Seyahat etmenin aslında muhteşem denizler, şehir, ya da bir çay tarlası görmekten çok aslında kendi konfor alanımızı genişletmek için gerekli olduğunu düşünen biri o. Benim gözümde gerçek bir gezgin. Dünya böyle keşfedilir diyerek örnek gösterdiğim kişi.

Yaptığı uzun soluklu bu yolculuğun sadece GÖRSEL olmadığını aslında İÇSEL bir YOLCULUK da olduğunu belirtiyor.

Mahide’ye aslında kendim için sorular yönelttim diyebilirim. Her zaman alıp başını gitme hissiyatını içinde barındıran meraklı biri olarak kafamdaki soruları sordum o da içtenlikle cevapladı. Kapımızın önüne çıkmamız gerekmiyor Dünya’yı keşfetmek için. Gönül gözümüzü açsak, kabuğunu kırmış bir şeyleri değiştirmeye çalışan insanları ilgiyle takip etsek yeter aslında. Bir de bence onları desteklemek, hayallerinin peşinden koşması için yüreklendirmek önemli olan. Bizim yaptığımız hani ”cesareti kırma eyleminin” tam tersi olan…

Mahide der ki:

Herkes kendi şartlarına göre bir plan yapıp içindeki sesi özgür bırakmalı. Hayelleriniz, korkularınızın tutsağı olmasın. Korku geçici bir histir ama pişmanlık asla.

Arctic_Siberia_Nenets_Camp-imp

Sibirya

Ne zaman başladı bu uzun soluklu yolculuk Mahide?
8 Mart 2018’de Dünya’nın en büyük ülkesi Rusya’ya tek yön uçuşla başladı.

Şimdiye kadar hangi coğrafyaları gezdiniz ve şu an neredesiniz?
Rusya’yı Saint Petersburg’dan Irkutsk’a kadar Trans-Polar ve Trans-Sibirya trenleri ile bir ay gezdikten sonra mevsim değişikliğine ihtiyaç duyup plan dışı Güney Kore’ye tam da kiraz çiçekleri zamanında geçtik. Tadı damağımızda kalan 10 günlük Güney Kore sonrası Japonya’nın kuzeyindeki Hokkaido adasında iki hafta bir çiftlikte Japon aile yanında yatak ve karın tokluğu karşılığında çalıştık. Kuzeye bahar geç geldiği için 1 Mayıs’ı kiraz ve erik çiçekleri eşliğinde Sapporo şehrinde kutladık. Hokkaido’dan iki gecelik bir feribot yolculuğu sonrası Honshu adasına geçip yaklaşık 24 gün klasik Japonya’yı Kuzey Alpler’inden, yunuslu Tokyo adalarına kadar az da olsa klasik rotadan çıkarak gezmeye çalıştık. Bu yoğun tempo sonrası ise Filipinler’de bir ay soluklandık. Soluklandık dediysem sualtı ve üstünde aktiviteler eksik olmadı tabi ki. Filipinler’den sonra ise, benim görmeyi en çok istediğim renkli mi renkli cennet ülke Papua Yeni Gine’deydik. Daha sonra, kış mevsiminin yaşandığı Avustralya’ya geçip binlerce kilometreyi en uzunu 34 saat süren, toplam 66 saat otobüs yolculuğu ile katettik. Yaklaşık bir ay geçirdiğimiz bu nevi şahsına münhasır ülkeden bir kanguru sıçrayışı yaparak şu an bulunduğumuz Hawaii adalarına ulaştık. Buradan da Amerika kıtasına geçip kuzeyden güneye doğru ilerlemeyi düşünüyoruz.

Canyoning-imp

Filipinler

Bisikletimi_Iyiki_Sattim_2-imp

Arctic_Siberia_Nenets_Gocebe_Cadir_1-imp

Sibirya

Nasıl oluştu bu fikir? Bu fikre gelmenizde ne etkili oldu?
Bu fikrin nedeni benim açgözlülüğüm ve asi ruhum diyebiliriz. Gezdikçe Dünya büyüdü ve yapmak istediğim çoğu şeyi ertelemek zorunda kaldığım birkaç haftalık tatillerle tatmin olamamaya başladım. Zaman ve yer kısıtlaması olmadan özgürce yaşamak istiyordum artık.

Evet sanırım durum her yerde aynı. Kadınlar… Gezen ve keşfeden kadının hayalleri…Sınır tanımayan hayaller bunlar. Ah burada Fatih’e de söz verebilseydik keşke. Benim aklıma uysa kaçıncı dünya turunda olurdu, o bile sayamazdı sanırım. Ama dirayetli insan. İşi gücü bırakıp dünya turu yapalım diye her karşısına çıkışımda beni her seferinde geri ikna etmeyi başardı. Ya da geri püskürttü desem daha doğru olur :) 

Alpler_Rail_Mountain_Bike-imp

Donmus_Baykal_Golu_9-imp

Donmuş Baykal Gölü

Mikura_Island_Wild_Dolphins-imp

Mikura Adası – Filipinler

Peki bu geziyi nasıl finanse ediyorsunuz?
Münih’teki evimizin kira geliri ile konaklama, yeme-içme ve ülke içinde seyahat gibi temel masrafları karşılamaya calışıyoruz. Bu bütçe içerisinde kalabilmek için, bir kabin dolusu Japonla kucak kucağa yattığımız da oldu, doğumgünümde yunuslarla yüzme aşkına bir kulübede kuru tahta üstünde gecelediğimiz de. Aktiviteler, turlar ve uçak biletlerini ise şu ana kadar birikimlerden karşılamamız gerekti. Genel kural olarak, ayda en fazla bir ülke değiştirerek, gece yolculuklarını tercih ederek ve sadece sıradışı, o coğrafyaya özgü aktiviteleri özenle seçerek bu masrafları da düşük tutmaya çalışıyoruz. İlk yılın sonunda yavaşlayıp, kalacak yer ve yemek karşılığı çalışarak gezmek ve tamamen kira geliri ile geçinebilmek hedefimiz.

IMG_0974-imp

İnşallah bu hedefinizden şaşmazsınız diyerek bir sonraki soruyu soruyorum: Ne kadar süre bu seyahatin üzerinde kafa yordunuz ? Yani hazırlık aşaması ne kadar sürdü ve nasıl bir hazırlık yaptınız öncesinde?
Teknik olarak hazırlık aslında bütün kurumsal çalışma hayatımız boyunca sürdü diyebiliriz. Çünkü finansal özgürlüğümüzü elde edip, kurumsal hayata emeklilik yaşını beklemeden veda etmek üzere istikrarlı şekilde birikim ve yatırım yapıyorduk zaten (Bu, bizim seçtiğimiz finansal ön hazırlık yolu oldu ama tek yol bu değil tabi ki. Gezerken de çok çeşitli örneklerini gördük). Yaşayacağımız ülkeyi seçmek üzere Dünya turu yapma fikri ise belki 4-5 yıl önce yeşerdi. Yılda bir potansiyel ülke gezerek aradığımızı bulmak ve benim doyuma ulaşmam başka türlü mümkün gürünmedi. Pratikte ise hazırlıklara bir yıl öncesinde fazla eşyaları satarak başladık. Örneğin, karnaval kostümlerini yılda bir kere olan karnaval sezonunda, bisikletleri yaz sezonunda satmak gerekti. Bir de Excel listesi hazırladık ki gözümüzden kaçan nokta olmasın. Hangi sözleşmeyi ne zaman fesh etmek gerekli, aşılar, vizeler vs vs. Hafta sonlarında düzenli olarak kileri boşaltmak ve evi mobilyalı kiraya verilecek şekilde düzene sokmak ise en çok zamanımızı ve enerjimizi alan maddeydi. Özellikle son 6 ay, işlerin hiç bitmeyecekmiş gibi göründüğü çok yoğun bir dönemdi bizim için. Her şeyi satıp savmanın, sistemin örümcek ağlarından bizim gibi sıyrılmaya çalışmaktan daha kolay olduğunu düşünüyorum. Ama herkes gibi bizim de korkularımız vardı ve kurulu düzenimize istersek dönebilmek için ilk etapta evi mobilyalı kiraya vermek, istifa etmeden önce ücretsiz izin istemek daha mantıklı geldi. İsteyenin bir yüzü :)

Alpler_Seasonal_Snow_Wall-imp

Japonya

Alpler-imp

Japonya Alpleri

Donmus_Baykal_Golu_8-imp

Donmuş Baykal Gölü

İnanılmaz bir hazırlık süreci getirmişsiniz. Peki yola çıkmadan önce rotayı az çok belirlediniz mi?
Rusya’ya sadece tek yön uçuş bileti almamıza rağmen, vize gerektiren devasa bir ülke ile geziye başladığımız için az çok plan yapmam gerekti. Bir de Japonya’da çalışmak üzere iletişime geçtiğim kişilere yaklaşık bir tarih bildirmem gerekiyordu. Ondan sonrası ise her ülkede bir ay geçirir, şu ülkelere gideriz dediğimiz kabaca bir plandı. Daha ilk ay sonunda Güney Kore ile plandan saptık. Avustralya da hiç planda yoktu. Uzaktan hoş görünen Fiji, yaklaşınca çekici gelmeyip elendi. Yola çıkmadan önce aklımda olan rotayı Facebook sayfamın kapak resmi olarak tutuyorum hala. Daha neler değişecek merak içindeyim ben de :)

Mahide Dünya Turu
Nerede ne kadar kalacağınızı nasıl planlıyorsunuz?
Ülkeler için öncelikle bize tanınan yasal vize süresi belirleyici faktör. Eğer bu süre bir ayı geçiyorsa, ilgi ve isteklerimiz doğrultusunda yaklaşık olarak kafamda bir rota belirleyip ona göre ülkeden çıkış biletini alıyorum (Avustralya ve ABD için çıkış biletini önceden almam gerekmedi. Rusya için son dakika havalimanında bilet almaktan yalvar yakar kurtulduk). Ülke içerisinde gittigimiz yerlerdeyse ilk iki geceden fazlası için rezervasyon yapmıyorum. Bir yeri sevmişsek uzatıyoruz, sevmemişsek yola devam ediyoruz. Amaç, mümkün olduğunca plansız, stressiz, koşturmadan burası da bitti artık diyene kadar gezmek, biraz da akışına bırakmak.

Arctic_Siberia_Nenets_Boy_Igor-imp

Donmuş Baykal Gölü

Arctic_Siberia_Nenets_Gocebe_Cadir_5-imp

Sibirya

Avustralya_Outback_Renkler-imp

Avustralya

Bisikletimi_Iyiki_Sattim_1-imp

Bunca yolu aldıktan sonra tekrar yerleşik bir hayata geçme niyetiniz var mı peki?
Henüz gezmeye doyamadık(m) ama birgün aklımıza yatan bir yerlere yerleşmek isteyeceğizdir diye düşünüyorum. Tom’un gelecek için hayali daha evcil, benimse ipe sapa gelmez :) Kısa/orta vadede, sürekli yer değiştirmektense, bir bölgede daha uzun kalıp, sıkıldıkça yakın yerleri gezdiğimiz bir tarz şu an daha cazip geliyor. Güney Kore’de 3 ay vize bitene kadar kalmak, Endonezya’yı merkez edinip Papua Yeni Gine’yi tekrar doyasıya gezmek listemde ilk sıralarda. Ama önce merak ettiğim diğer ülkeleri de görmem gerek ki aklım kalmasın.

Arctic_Siberia_Ren_Geyikleri-imp

Sibirya

Donmus_Baykal_Golu_3-imp

Donmuş Baykal Gölü

Floating-imp

Filipinler

Grampians_NP_2-imp

Grampians

Harika. Peki gezdiğiniz ülkelerden birine yerleşme fikri desem? Cevabın ne olurdu?
Hala arayış içerisindeyiz. Filipinler’den çok umutluyduk fakat büyük hayal kırıklığına uğradık. Bir de Meksika’ya ve Güney Amerika’da bazı ülkelere alıcı gözüyle bakacağız. :)

Malapascua_Thresher_Gato_Kalanggaman_Diving-29-imp

Filipinler – Su altı

gyeongju_tombs-imp

Gyeongju

gyeongju_duvar_reimleri-imp

Gyeongju

Grampians

Grampians

Şu ana kadar sizi doğasıyla en çok etkileyen coğrafya hangisi?
Benim için burun farkıyla Papua Yeni Gine, hemen ardından Tom’un da favorisi olan Rusya.

Sibirya

Sibirya

PNG

Papua Yeni Gine

Peki insanlar, kültürler açısından bakarsak hangi coğrafya sizde daha çok iz bıraktı?
Ben yine Papua Yeni Gine ve hemen ardından Rusya diyorum. Her iki ülke de birbirinden farklı, çok sayıda etnik kültüre sahip ve turizm emekleme aşamasında. İnsanlar hala ‘insan’ gibi, saf ve yozlaşmamış. Tom ise Güney Kore ve Japonya diyor.

Arctic_Siberia_Nenets_Gocebe_Cadir_4-imp

Furano_Farm_Replanting_Flowers-imp

PNG_Whip_Dance_2-imp

Papua Yeni Gine

Sapporo_Sakura-imp

Sakura Zamanı

Bu kadarı da olmaz dediğiniz bir an oldu mu? Yani bu zamana kadar hiç duymadığınız ya da okumadığınız bir şeyi yolculuğunuz sırasında keşfettiğiniz oldu mu?
Bu konuda örnek çok ama bir yaşıma daha girdim dediğim an, Avustralya çöllerinde yeraltı nehir sistemlerinin olduğunu öğrendiğim andı. Beynimde nehir kelimesiyle bağdaştırdığım resme bir de kuru nehir yatağının derinliklerinde akarsu olabileceğini eklemem gerekti. Hayalgücümün sınırları zorlandı. O bölgede toprak gözenekli olduğu için yağmur suyunun çöl sıcağında buharlaşmasına firsat kalmadan derinlere emildiğini, böylece her daim su kaynağının olduğunu, hem de suyun soğuk kaldığını Outback gezim sırasında öğrendim. Yeraltı nehrinin aktığı alanda bitki örtüsünün degistiğinin farkında olan yerliler, bölgedeki bütün su kaynaklarının yerini ezbere bilirlermiş. Aborijinlerin doğa hakkındaki engin bilgileri ve doğanın her koşul için bir çözüm üretmiş olması gerçekten şaşırtıcı. Tom içinse benzer bir an, en nefret ettiği ülke Papua Yeni Gine’nin 1. Dünya Savaşı öncesi 30 yıllık bir dönemde Alman kolonisi olduğunu ve yakın tarihte yaşananların aksine, Almanlar’ın çok güzel şeyler yaptıklarını (ülkede hala en düzgün otoyollardan birisi Alman yapımı) ögrenmesi ve yerlilerin Almanlar’a karşı 100 yılı aşkındır süregelen şükran ve sevgisini bizzat deneyimlemesi oldu. Ülkede geçirdiği bir hafta sonunda da tamamen önyargılara dayalı nefreti kısmen de olsa azaldı :)

Pink Lake Avustralya

Pink Lake Avustralya

PNG

Papua Yeni Gine

Peki ya ”yeter” dediğiniz bir an oldu mu?
Yorulup yeter dediğimiz anlar oluyor tabi ki. Bu, koştur koştur gezip birkaç hafta sonra dinlenmek üzere eve döndüğümüz bir tatil değil. O yüzden ihtiyaç duyduğumuz zamanlar durup dinleniyoruz. Ilk başlarda zamanı verimli değerlendiremediğimi düşünüp strese giriyordum ama artık evimizin yollar olduğunu kabullendim. Dinlenmemiz gerekiyorsa dinlenip yeniden gezmek için enerji topluyoruz. Yorulma noktasına getirmeyen bir tempoya ulaşabilmek hedefim. Hala yılların getirdiği ‘doldur-boşalt’ temposundan kurtulamadım.

Lake Amadeus

Lake Amadeus

Tunka Vadisi

Tunka Vadisi

Uluru

Uluru

Evini, düzenini özledin mi?
Evimi ozlemedim, çünkü evimde ihtiyacım olan şeyler yanımda (eşim de dahil :)). O iyelik ekidir bizim prangalarımız aslında. Evim ve eşyalarımla duygusal bağımı, henüz içinde yaşıyorken Airbnb’de kiraya vererek tamamen kopardım. Evden en son çıkarken anahtarları kiracıya teslim edip bavulumu aldığımda ise hiçbir şey hissetmedim. Düzenime gelince, özlediğim şeylerden birisi eskisi gibi spor yapabilmek ve sağlıklı beslenebilmek. Sürekli yer değiştirdiğimiz için özellikle düzenli spor yapmak pek mümkün olmuyor. Oysa ki bu konuda da hazırlıklı çıktım yola. Yanımda yüzme gözlüğünden tut, atlama ipine ve pilates bandına kadar her şey var. Ama kendi içimde bir düzen tutturamadım bu konuda. Bir de gezmekten düzenlemeye fırsat bulamadığım dağ gibi biriken fotoğraflar, bloğa yazmak isteyip yazamadıklarım var. Şimdilik üç ayda bir rapor yazmayı hedefliyorum sadece. Fotoğraflar da cloud kotam dolana kadar biriksin bakalım. Bunların dışında düzenle ilintili bir özlemim/sıkıntım yok.

Heryer_Evimiz_TransPolar-imp

Her yer EVİMİZ :)

Peki ya tepkiler nasıl? Ailende, yakın çevrende? Destekleyen ya da ne işiniz var oralarda diyenler?
Tepkileri üçe ayırabiliriz: canı gönülden destekleyenler, dışından destekleyip içinden becerememizi bekleyenler ve tamamen kayıtsız kalanlar. İnsanların çoğunluğu kendi baloncukları dışında da güzel şeyler olabileceğini bilmek, kabul etmek istemiyor. Onları kendi haline bırakıp pozitif enerjilere odaklanmak en doğrusu tabi ki. Annem ve iş arkadaşlarım, en büyük tepkiyi evimi Airbnb’de kiraladığımda verdi. “İnsan kendi evini kiraya mı verir? Sen temizlikçi/pansiyoncu olmak için mi okudun? Ama o senin yatağın/banyon” gibi gibi. Beni en mutlu eden tepkiyse, iki çocuk annesi ve çalışan yakın dostumun ona ilham kaynağı olduğumuzu söyleyip 2019 yazında Camino de Santiago yolunu bir ay boyunca tek başına yürümeyi planladığını bildirmesi oldu. Umarım daha fazla kişi, hayallerine doğru harekete geçmek için kendinde güç bulur. Ben, hayalime ulaşmak için elimde ne varsa sonuna kadar değerlendirdim. 18 yaşındaki kızkardeşimin yaşından olgun yorumu durumu özetlesin:

“Hayalini gerçekleştirmek için bunca zaman çabalayıp başka şeylerden taviz verip bunu başarmış olman çok güzel. Ben, senin yerinde olsam kendimi hayatın akışına kaptırır, büyük ihtimalle beceremezdim. Gerçekten isteyince bunun yapabilir bir şey olduğunun güzel ve en yakınımdaki örneğisin sen.”

Mangrove_Firefly_Kayaking_2-imp

Tokyo_Sumo_2-imp

Sizce böyle bir uzun yolculuğa çıkmak herkese göre mi? Hani herkesin içinde biraz da olsa alıp başımı gitsem ateşi yanar. Dinlemeli mi yoksa dinlememeli mi bu sesi? Ya da kimler dinlemeli?
Bence konu ne olursa olsun, insan içinden gelen sesi hiç bir zaman bastırmamalı ve dinlemeli. ‘Yok olmaz, yapamam’ dediğinde nedenini sorup cevap ve çözüm aramalı. Konu uzun süreli seyahat olunca, bence bu kadar uzun sürelisi herkese göre değil, rahatına düşkün insanlara göre hiç değil. Ama uzunluk ve konfor göreceli kavramlar. Bir yıl değil de 1 ay olabilir bu süre, 3 ay olabilir.

Mangrove_Firefly_Kayaking_4-imp

Saint_Petersburg_Frozen_Neva_River-imp

Donmuş Neva Nehri – St. Petersburg

Herkes kendi şartlarına göre bir plan yapıp içindeki sesi özgür bırakmalı. Hayelleriniz, korkularınızın tutsağı olmasın. Korku geçici bir histir ama pişmanlık asla.

Uzun süreli yolda olmak… 3 kelime ile sınırlasan… Senin için neyi ifade ediyor?
Bitmesini istemediğim rüya.

Kore_Kiraz_Cicekleri-imp

Güney Kora – Kiraz Çiçekleri

Sence insanlar neden seyahat etmeli? Euro/Dolar bu kadar artmışken ya da zaten bizim ülkemiz en güzeline sahipken. Örneğin en son şöyle bir paylaşım gördüm. Bizde en güzel çay tarlaları varken ne demeye Sri Lanka ya da Vietnam?

İnsan, ufkunu genişletmek, önyargılarından kurtulmak, konfor alanından çıkıp konforlu hissettiği alanı genişletmek, şaşırmak, şükretmek için seyahat etmeli. Bunun için ilk adımı çok uzaklara atmaya da gerek yok. Sen gidemiyorsan, aç evini seyyahlar sana gelsin. Yeter ki kendimizi hapsettiğimiz baloncuğun ötesini keşfetmeye, öğrenmeye açık olalım. Merak ve açık fikirlilikle yola çıkamıyor, algılarınızın ayarlarıyla oynayamıyorsanız, çay tarlası görmek ve ya plajda yatmak gibi amaçlarla seyahete para (birimi ne olursa olsun) harcamaya hiç gerek yok, evinizde oturun daha iyi. Kendimden somut bir örnek vermem gerekirse, titizlik takıntısı olan bir insanken, çok basit ve zorlu koşullarda idare edebilir duruma geldim. Bunun gibi olumsuz huylarımı gezdikçe, gördükçe, kendimi irdeleyerek değiştirdim, değiştirmekteyim. Her zaman dediğim gibi, bu sadece görsel değil içsel bir yolculuk aynı zamanda ve bana olan katkısı saymakla bitmez. Bakarsın belki birgün kitap yazarım.

Maho on EarthMahide’ye verdiği içten cevapları için çok teşekkür ederim. Eğer siz de onların bu güzel macerasını yakından takip etmek istiyorsanız onları sosyal medya üzerinden takip edebilirsiniz:

İnternet Sitesi Maho on Earth : http://www.earthmaho.com

Instagram Hesabı: https://www.instagram.com/earthmaho/

Facebook Hesabı: https://www.facebook.com/earthmaho/,

Bu bir ”Dünya Turu” Meselesi – Maho on Earth

Röportaj: Off the Road on the Track – Ağustos 2018

Yorumlar

yorum

Share

Gökçe Demirci