Viyana Şehir Rehberi


23 May 2017
Paylaş

Viyana denince aklımıza ne geliyor ilk olarak? Kanuni Sultan Süleyman olabilir mi? Osmanlı’nın gelip kapısına dayandığı şehir yani. Ya da bir başka deyişle bir türlü topraklarımıza katamadığımız yer. Belki de dünyada klasik müziğin başkenti olduğu geliyordur aklımıza. Ya da vals geliyor olabilir… Ya meşhur Viyana kafe kültürü… Osmanlılar sayesinde kahve ile tanışan Viyana bu kültürü Avrupa’ya yayan şehir. Bir de son yapılan araştırmalarda dünyada en yaşanılası şehirler arasında birinci seçilmesi bu ara çok gündemde.

Gerçek Viyanalının Avusturyalı değil daha çok bir kokteyl olduğunu okumuştum bir gezi kitabında. Anneannenin Macar, babaannenin Polonyalı dedenin ise Romen olduğu bir kokteyl. Bunda 600 yıllık Habsburg Imparatorluğu’nun (Avusturya-Macaristan İmparatorluğu) torunları olma gerçeği yatıyor.

Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun başkenti olan bu tarihi şehir eminim bir çok kişinin gezi listesinin başında. O nedenle neden Viyana sorusunu burada irdelemeyeceğim. Ne zaman gitmeli, ne kadar kalmalı, nereleri gezmeli, ne yemeden dönmemeli gibi hayati sorularınıza bu yazıda cevap bulabilirsiniz.

Ne zaman gitmeli?
İlk gidişimiz Aralık ayındaydı. Tam da noel zamanıydı. Viyana inanılmaz soğuktu ama her yer ışıl ışıldı. Karlar altındaki bu masalsı şehir noel ışıklarıyla ayrı bir güzeldi. İkinci gidişimizi ise 19 Mayıs tatiline denk getirdik. İlk gün çok güzel bir hava vardı. Şehir ayrı bir güzeldi. Ama gelin görün ki sonraki günler çok soğuktu. Avrupa’da bahar ayları her zaman tehlikelidir aslında. O nedenle bahar ve yaz aylarında hava biraz da şans işi. Eminim sonbahar ayları da güzeldir. Yani yılın 12 ayı gidip görebileceğiniz bir şehir Viyana.

Ne kadar kalmalı?
İlk gidişimizde 3 gece 4 gün zaman geçirmiştik. Böylece müze ve saray gezmek için fırsatımız olmuştu. İkinci gidişimizde Cuma günü öğleden sonra oradaydık, pazar günü de döndük. Sadece hafta sonu orada olduğumuz için sokaklarında bol bol yürüdük. Restoran ve cafelerinin keyfini çıkardık. Ancak müze gezmek için fırsatımız olmadı. Müze ve saray gezmek isterseniz 4 gün planlamanızda fayda var.

Nereleri es geçmemelisiniz?

Stephansdom Katedrali: Gotik sanatının en önemli mimari yapısı. Şehrin tam göbeğindeki bu devasa mimariyi kaçırmanız imkansız. Burası şehrin en hareketli caddesi Kartner‘in üzerinde. Hemen ilerideki Graben ve Kahlmarkt‘la beraber buraları şehrin göbeği. Araç trafiğine kapalı olduğu için rahat rahat gezebilir, vitrinleri seyre dalabilirsiniz.

Hofburg Sarayı: Habsburg Ailesi’nin yönetimi sırasında yaşadığı kışlık saray. 1275 ile 1918 yılları arasında farklı imparatorlukların yaptırdıkları değişik mimari tarzlardan oluşan bir saray. İlk Viyana seyahatimiz sırasında gezip görme fırsatı yakalamıştık. 21 odadan oluşan Hazine Odası’nda (Schatzkammer) görkemli kraliyet mücevherlerini göreceksiniz. Viyana’ya geldiğinizde Sisi ismini çok duyacaksınız. Güzelliği ile ünlü Sisi yani İmparatoriçe Elizabeth’in 1854-1898 yılları arasında kullandığı bölüm bu sarayda sergileniyor. Kuzeniyle evlenen Sisi Macaristan Kraliçesi olmuş ama o hep doğa ile iç içe yaşamayı istemiş. Kraliyet hayatı pek ona göre değilmiş. O yüzden çok mutsuz olduğu tarihte yerini almış. Sarayın diğer bölümünde ise Efes kazıları sırasında çıkarılan tarihi eserler sergileniyor. 1572 yılında kurulmuş İspanyol At Okulu da (Spanische Reitschule) sarayın içinde. Burada yapılan gösterilere katılabilirsiniz.

Schönbrunn Sarayı: Burası kraliyet ailesinin yazlık sarayı olarak geçiyor. İlk gelişimizde burada verilen klasik müzik konserine katılmıştık. Sarayın içini bu sayede görme fırsatımız olmuştu. Sarayın Aynalı Odası’nda altı yaşındaki Mozart’ın konser verdiğini söylemeden geçemeyeceğim. Bir diğer ayrıntı ise, Napolyon’un oğlu, İmparator 1. Franz’ın torunu bu sarayda 21 yaşındayken ölmüş. Güzel bir bahçesi var. Palmiye Evi’ni de görüp arka bahçesindeki tepede yer alan Gloriette’ye çıkabilirsiniz. O zaman güzel bir manzara yakalamış olacaksınız. 1400’den fazla sayıda odası olan bu sarayı gezmek için şehrin biraz dışına çıkmanız gerekecek. Yürüyerek gidilebilir mi? Evet ama yorucu olabilir.

Belvedere Sarayı: Bir başka güzel saray ise Belvedere Sarayı. Burayı bence kesinlikle turunuza katın. 2 saray binasından ve bahçelerden oluşan bu saray 1683’te Türklerin geri çekilmesini sağlayan Prens Eugen’e teşekkür olarak yapılmış. Bu sarayda ayrıca Viyana ile bütünleşmiş Gustav Klimt‘in Öpücük adlı eseri sergileniyor.

Belediye Sarayı (Rathaus): Almanya ve Avusturya topraklarında seyahat ediyorsanız belediye binalarını (Rathaus) gezi turlarınıza muhakkak ekleyin derim. Mimari açıdan görülmeye değer bu binalar ayrıca şehrin merkezinde olduklarından bir çok sanatsal ve görsel aktiviteler belediye binalarının önünde gerçekleşiyor. Eğer noel zamanı buralardaysanız örneğin, noel pazarlarını Rathaus önünde ziyaret edebilirsiniz.

Opera Binası: Operaya meraklıysanız bir opera tecrübesi yaşamadan dönmeyin derim. Böylece binanın içini görmekle kalmaz bir de sanatın merkezinde opera deneyimi yaşamış olursunuz.

Sanat ve Doğa Tarihleri Müzeleri Müzeler Bölgesinde. Müzelere girme niyetiniz yoksa bile buraya muhakkak gidin. İki müzenin ortasında yer alan ağaçlı alan çok hoş.

Karlskirche: Karlsplatz’ta yer alan bu kilise kesinlikle görülmeye değer. İlk gidişimizde içine girme fırsatı yakaladığımız bu kilise bizi çok etkilemişti. Bu sefer ise düğün nedeniyle girişler kapatılmıştı.

Hundertwasser Evleri: Hundertwasser isimli mimar tarafından yapılan bu 52 ev ilginç dış cephesi ve rengarenk seramikleriyle görülmeye değer. İnsan kendini bir an Barselona’da Gaudi mimarisiyle karşı karşıya kalmış gibi hissediyor.

Sigmund Freud’un Evi: Burayı gezmek isteyenler için kısa bir bilgi. Freud 2. Dünya Savaşı sırasında İngiltere’ye kaçtığı için asıl eşyaları İngiltere’de sergileniyor.

Viyana’da Yeme İçme

Figlmüller: Viyana’nın en meşhur yemeği Schnitzel ve yanında patates salatasını (Kartofelsalad) muhakkak Figlmüller’de denemelisiniz. Çok fazla turistik olsa da lezzet hiç de turistik değil. Figlmüller’in birden fazla yeri var. Pasaj içindeki yeri asıl tarihi mekan. Gitmeden en geç bir hafta önce arayıp rezervasyon yaptırmanızı şiddetli tavsiye ederim. Yoksa yer bulmanız imkansız. Schnitzel ve Patates Salatası porsiyon yaklaşık 20 Euro.

Plachutta: Bu mekan ise Tafelspitz yemek için doğru adres. Tafelspitz Avusturya ve Alman kültürüne ait bir et yemeği. Burada kemik, ilik ve sebze ile pişmiş et tencere ile masaya getiriliyor. Önce suyunu içiyorsunuz. İliği bir güzel yiyorsunuz. Sonra eti sebze ve patates eşliğinde mideye indiriyorsunuz. Biz yedik çok da beğendik. Burası için de muhakkak rezervasyon şart. Burası için dikkat edilmesi bir nokta: Yemek fiyatları Viyana seviyesinde olmasına rağmen içecek fiyatlarına turist ayarlaması yapılmış. Gelen hesap sonrası hayatımın en pahalı suyunu içtiğimi fark ettim. İçeceklere dikkat.

Central Cafe: Tarihi bir mekan olan bu cafede kahve içmenizi tavsiye ederim. Cafenin içi çok güzel, ambiyans gayet iyi. Canlı piyano eşliğinde kahvenizi yudumlayabilirsiniz. Burada Melange kahveyi deneyebilirsiniz. Sütlü kahve olarak tanıtabileceğimiz Melange’ın çok bir numarası yok aslında. Bu kahveye neden 4,5 Euro verdiğimizi uzun uzun düşündük. Sonra dedik ki ambiyans güzeldi. Bu da bizi avuttu. Bi de canlı müzik verdiğimiz 4,5 Euro’nun acısını biraz azalttı. Burada kahvenin yanında Avusturya ve Alman yemek kültürünün vazgeçilmezi Elmalı Şuturudeli (Apfelstrudel) deneyebilirsiniz. Sıcak vanilya sosu içinde ya da vanilyalı dondurmalı seçenekleri de oldukça iyi.

Demel: Kraliyet pastanesi nasılmış görmek istediğimiz ama akşam 6 sularında kapandığı için bir türlü içine giremediğimiz mekan. Önünden geçerseniz kafanızı sokup bir bakın derim.

Sacher Hotel: Viyana’ya gelen turistlerin muhakkak uğradığı ve Sacher Pastasını yediği yer. Bu pasta neden bu kadar ünlü, anlamış değilim. Altı üstü çıkolatalı pasta. Biz gidip denemedik ama muhakkak her turist atraksiyonunu yapacağım derseniz Sacher Otele gidip Sacher pastasını yemelisiniz.

Kahvaltı için Ulrich: Kahvaltısını çok beğendiğimiz için 2 sabah da oraya gittiğimiz doğrudur. Breakfast smoothielerini muhakkak deneyin. 4 kişi için ortalama 65 Euro ödedik. Burası tamamen Viyanalıların geldiği bir mekan olduğu için fiyatlar oldukça mantıklı ve normal.

Figar: Kahvaltı için 2. gün buraya gitmeye karar vermiştik. Notları gayet iyi olan bu mekana ne yazık ki önceden rezervasyon şart. Rezervasyonumuz olmadığı için yönümüzü tekrar Ulrich’e çevirdik. Notlarınızda bulunsun.

Phil Cafe: Kitaplar arasında kahve molası vermek isterseniz buraya muhakkak gelin derim. Naschmarkt’a çok yakın olduğunu hatırlatırım.

Naschmarkt: Nasch Almancada atıştırmak demek. Burası Avusturya kültüründen olmayan tüm kültürlerin toplandığı açık hava pazarı. Yunan, Türk ve birçok yeme kültürü burada buluşmuş.

Viyana’da Konaklama

Her zaman olduğu gibi kalacağımız yeri Booking.com adresinden ayarladık. (Urban Loritz Apartment) 4 yetişkin iki bebek seyahat ettiğimiz için evde kalmak daha konforluydu. 2 gece için 238 Euro ödedik. Kaldığımız ev şehrin batı tarafındaydı. (Seidengasse) Merkeze yürüyerek 40 dakikada ulaşmak mümkündü. Bölge turist kalabalığından uzak. Ayrıca metro bağlantısı var. Konaklamak için şehrin bu bölgesini tavsiye ederim.

Viyana’da Ulaşım

Viyana şehir içi ulaşımı oldukça rahat. Yürüyerek bir çok yere ulaşmanız mümkün ama Belvedere Sarayı ve Schönbrunn Sarayı için toplu taşıma kullanmanız gerekecektir. Metro, tramvay şehir içi ulaşımında oldukça pratik.

Havalimanından şehre ulaşmak da oldukça pratik. Direk metro bağlantısı var. Aklınızda bulunsun.

Viyana seyahatinizi Münih ve Salzburg ile birleştirmek isterseniz en rahat ulaşım yolu tren olacaktır. Münih Viyana trenle sadece 4 saat.

Size güzel bir Viyana seyahati dilerim.

Off the Road on the Track Viyana’yı keşfe çıktı
19-21 Mayıs 2017

Yorumlar

yorum

Share

Gökçe Demirci