10 Oca 2016
Havana’da en çok hoşuma giden elimde fotoğraf makinesi ile renkli sokaklar arasında kaybolmak oldu. Rengarenk İspanyol koloni döneminden kalma evler, dar sokaklar, sokaklardaki Küba’yı Küba yapan eski Amerikan tipi arabalar, hemen hemen her evden yükselen Latin müzikleri, sokakta kapı önünde konuşan ya da arabasını tamir eden insanlar, çamaşır dolu balkonlar… Hepsi ama hepsi başımızı döndürdü.
Öte yandan bambaşka bir dünyada olduğunuzu size buruk bir şekilde hatırlatacaklar da var. Örneğin, neredeyse bomboş dükkanlar ya da elinde karne ile ekmek kuyruğunda bekleyen Kübalılar. Bir dükkanda rafa düzgünce dizilmiş Maggie çorbaları görünce çok şaşırdım örneğin. Koca bir tezgah, sadece özenle dizilmiş Maggie marka çorbalar… Ya da bir dükkan önünde bekleyen insanların neyi beklediğini merak edip camdan içeri baktığımda içerde dondurma yiyen insanlar gördüm. Kapı önündekiler dışarıda sıranın kendilerine gelmelerini bekliyorlardı. Küba’da bir şeye ulaşmak alışılmışın dışında oldukça zor. Saatlerce sıranın size gelmesini beklemelisiniz. Küba demek bir bakıma bir şeye ulaşmak için sabırla beklemek demek.
Havana bir açık hava müzesi gibi. Bu şehirde yapacağınız en güzel şey özellikle Centro Habana’da arka sokaklara dalıp hayatı keşfe çıkmak, gözlem yapmak. Farklı bir dünyada olmanın tadını çıkarın.
Havana’da Neler Yapabilirsiniz?
Havana 3 ana merkezden oluşuyor: Habana Vieja (eski Havana), Centro Habana ve Vedado.
Vieja Bölgesi Havana’nın kalbi adeta ve tabii ki en çok turistik olan bölgesi bu nedenle. Vieja Bölgesi’nin kalbi ise Obispo Caddesi. Burası İstiklal Caddesi gibi trafiğe kapalı, sağlı-sollu restoran cafelerin olduğu uzun bir cadde. Eğer Havana gezinize bu caddeden başlarsanız kalabalıktan, mekanlardan yükselen Salsa müziklerinden ve de Salsa yapan insanlardan başınız dönecektir. Oldukça turistik ancak bunu da yaşamadan olmaz, öyle değil mi? Obispo Caddesi’nin hemen bir alt caddesi Obrapia Caddesi. Obispo kadar hareketli olmasa da Obrapia Mercaderes Caddesi ile birlikte şehrin hareketli kısmını oluşturuyor.
Obispo Caddesi sonunda yer alan Plaza de Armas (Armas Meydanı) da kaçırılmamalı bence. Burada eski kitapların satıldığı bir alanda belki ilginizi çeken bir kitap bulabilirsiniz. Eğer ilginiz varsa Armas Meydanı’nda yer alan Palacio del Segundo Cabo – 1772 -1776 yılları arasında İspanyol Vali’nin yaşadığı ev -, Museo de la Ciudad – Şehir Müzesi – gezilebilir. Bu meydana yakın Museo del Automovil yani eski arabaların ve Che’nin kullandığı arabanın sergilendiği müze zamanı olanlar için farklı ve güzel bir alternatif olabilir.
Bir diğer kaçırılmaması gereken meydan da Katedral Meydanı. Bu meydandaki Amerika kıtasının en eski katedrallerinden biri olan Catedral de San Cristobal de la Habana’yı gezebilirsiniz. Bunun yanı sıra Katedralin tam karşısında yer alan Museo de Arte Colonial – Kolonyal Sanat Müzesi’ni – eğer ilginiz varsa gezebilir o dönemden kalma mobilyalara, eşyalara bakabilirsiniz. Meydanda yer alan 1760 yılında inşa edilmiş Palacio de los Marqueses de Aguas Claras ise bugün Restaurante el Patio. Casa de Conde de Lombillo ise 175 yıllık Pedrosos Ailesi’ne ait güzel bir ev.
Casa de Africa Havana’daki en büyük Afrikalı Kübalılar Sergisi. Casa de Africa’nın hemen yanında ise 1700’lü yıllardan kalma bir parfüm üreticisi olan Habana 1791 yer alıyor. Bizim çok tanıdık olduğumuz farklı kolonyalar küçük şişelerde satın alınabilir.
Plaza Vieja ise küçük, güzel bir meydan. Bu meydanda Camara Oscura’ya çıkarsanız kulenin tepesinden güzel bir manzaranın olduğunu duydum, okudum. Biz fırsat bulamasak da belki sizin ilginizi çeker.
Eğer deniz kıyısındaki San Pedro’dan güneye doğru ilerlerseniz Rum Müzesi’ni göreceksiniz.
Centro Habana ise benim en çok sevdiğim bölge oldu. Eski kolonyal dönemden kalma evleri fotoğraflarken zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Burada göze çarpan ilk yapı Capitolio Nacional. Amerika’nın desteğini arkasında tutan diktatör Gerardo Machado döneminde inşasına başlanılan, inşasında 5.000 işçinin çalıştığı ve yaklaşık 17 milyon dolara mal olan bu yapı bugün Küba Bilimler Akademisi ve Ulusal Bilim ve Teknoloji Kütüphanesi.
Bu bölgedeki Cine-Teatro America‘ya gidin, muhakkak görün derim. Hatta bir gösteri varsa bir akşam bu gösteriye katılabilirsiniz. Bir de Cine-Teatro America’nın hemen yanında Casa de la Musica var. Bence burası kaçırılmamalı. Bir gece muhakkak buraya gidin ve o pistte dans eden insanları seyredin ya da cesaretiniz varsa atın kendinizi piste. Burada ayrıca bir gece şovu var. Yani çeşitli gruplar çıkıp dans şovları sergiliyorlar. Giriş ücreti çok da uygun değil ama girmeye değer bence (Giriş kişi başı 10 CUC).
Centro Habana’nın en önemli müzesi ise Museo de la Revolucion. Bu müzeye gitmeniz için illa ki tarihle çok ilgili olmanız gerekmiyor. Ancak Küba’ya geldiyseniz Fidel Castro ve silah arkadaşlarının davasının ayrıntılarını öğrenmek için buraya gitmelisiniz. Bu müzede ayrıca Fidel Castro ve arkadaşlarının Meksika’dan yola çıkıp Küba sahillerine ulaştıkları Granma Gemisi sergileniyor. Bu gemi bağımsızlığın simgesi adeta. Ne yazık ki her bölümde İngilizce çeviri yok. Ayrıca İngilizce rehberli tur da düzenlemiyorlar. Ancak yine de kesinlike gidilip görülmeli.
Gelelim Vedado Bölgesi‘ne. Vedado Bölgesi‘ni gezmeye uzun bir sahil yolu olan Malecon‘dan başlamalısınız. Bu sahilde el ele yürüyen aşıklar ya da balık tutan Kübalılara denk geleceksiniz.
La Rampa Caddesi ise Vedado’nun kalbi ve Havana şehrinin modern yüzü.
Ünlü tarihi Hotel National – bir zamanlar Küba’ya gelen tüm ünlülerin kaldığı otel – bu bölgede. Hotel National’in çok güzel denize bakan bir bahçesi var. Belki orada bir gün batımı içkisi içebilirsiniz. Fiyatları tabii ki birazcık farklı. Mesela şehirde bir kokteyle en fazla 3 CUC verirken, orada 4,5 CUC’tu.
Bu bölgede de görülebilecek oldukça fazla yer var. Ama bence en önemlisi Plaza de la Revolucion. Biz buraya yürüyelim dedik. Güneşin altında canımız çıktı diyebilirim. Dönüşte bir taksi collectivo’ya bindik. Benden tavsiye etmesi. Plaza de la Revolucion, şehrin politik kalbi adeta. Burada 142 metre yüksekliğinde Küba’nın ilk milli kahramanı Jose Marti‘in anıtı var (Kübalıları İspanyol kolonisinden kurtaran kişi). Ayrıca bu meydana bakan binaların üzerinde Castro’nun iki önemli silah arkadaşı Che Guevara ve Camilo Cienfuegos‘un silüetleri yer alıyor. Bu meydana gitmeden olmaz.
Bu bölgede, Havana üniversitesi ve hastanesi ile Şehir Kütüphanesi de yer alıyor.
Sizin için hazırladığım renkli Havana sokaklarından oluşan fotoğraf galerisi ise aşağıda:
Havana İçin Kaç Gün Planlamalısınız
Havana Küba’nın diğer şehirleriyle karşılaştırıldığında oldukça büyük bir şehir. Bu nedenle 3 tam gün ayırmanızı tavsiye ederim.
Havana’da Yeme İçme
Geldik en zor bölüme. Küba’da yeme – içme birazcık zor. Bir Latin Amerika adasında olmanın vermiş olduğu güvenle insan muhteşem balıklar, deniz ürünleri yiyeceğini düşünüyor. Eee bir de Küba’dasınız. Her şey sudan ucuz olmalı. İşte öyle değil. Öncelikle eğer bir restoranda yiyecekseniz fiyatlar Avrupa seviyesinde. Biz o nedenle hiç restoranlara gitmedik. Sadece bir kez ailelerin işlettiği Paladar olarak bilinen La Familia’da Istakoz (Lobster) yedik. Küba’ya gelmişken Istakoz denenmeli diye düşündük. Çünkü Istakoz Küba’da oldukça ünlü. Tek kişilik menü ve bira için 24 CUC verdik (1 CUC: 1.05 Euro). Menü dediğime bakmayın. Istakozun yanında Küba’nın milli yemeği meksika fasulyeli pirinç pilavı verdiler. Bir de muz kızartması ve biraz salata. O kadar. Ancak bir teras lokantası olan La Familia’da canlı müzik yapan gençler inanılmaz iyiydi. Ortam, ambiyans çok hoşumuza gittiği için keyif aldık.
Vieja Bölgesi’nde yer alan O’Reilly Cafe‘yi gün arasında kısa bir kahve molası vermek ve bir şeyler atıştırmak için kesinlike tavsiye ederim. Sıcak sandviçleri lezzetliydi (2 Küba kahvesi ve 2 sandviç için 8,25 CUC ödedik).
Plaza de Armas‘da kitapçıların hemen yanındaki restoran La Mina’da kısa bir mola verebilirsiniz. Fiyatları ve karşılığında aldığınız servis oldukça iyi.
Eğer akşam gün batımında bir kokteyl içmek isterseniz Obispo Caddesi üzerinde yer alan Otel Ambos Mundos’un teras barını kesinlikle tavsiye ederim. Güneşin saat akşam 5:30 itibariyle battığını unutmayın. Biraz erken giderseniz güzel bir yer seçip canlı salsa müzikleri eşliğinde kokteylinizin keyfini çıkartabilirsiniz.
Yine Obispo Caddesi üzerinde yer alan Paris Cafe turistlerin gözdesi. Orada yediğimiz tavuk oldukça iyiydi.
Hemingway‘in yolunu takip etmek onun Mojito içtiği yerde gidip Mojito içmek istiyorum diyorsanız doğru adres Bodeguita del Medio. Ancak bizce, Hemingway yaşasaydı insan/turist kalabalığından oraya gidip de kesinlikle oturmazdı. Barın önü turist dolup taşıyor. Bir Marketing başarı öyküsü anlayacağınız…
Bir başka marketing başarı öyküsü ise Dona Eutimia. Katedral Meydanı’nın hemen yakınındaki bu mekanın iyi olduğunu, özellikle buzlu mojitosu’nun lezzetli olduğunu duymuştuk. Ancak bunu duyan sadece biz değilmişiz. Mekanda rezervasyonsuz oturmak imkansız. İş inada bindi. Sanırım 5 defa filan gittik o mekana. Her seferinde rezervasyonunuz yoksa olmaz dediler, masa boş olduğu halde. Havana gibi bir yerde ise rezervasyon yaptırmak bence çok saçma.
Obispo Caddesi üzerinde bir çok mekan var. Tek tavsiyem fiyatlara dikkat. Eğer canlı müzik var ise grup ayrıca bahşiş de topluyor. Bir mekanda bir Pino Colada için 4 CUC ödedikten sonra daha da dikkatli olmaya özen gösterdik. Ancak ben en iyi kokteylleri Havana’da değil Trinidad ve sonrasında içtiğimi söyleyebilirim. Havana o kadar turisttik ki gerçek Küba tatlarını yakalamak hiç kolay değil.
Biz genelde akşam yemeklerimizi CASA’da yedik. Casa’ların çıkarttığı menüler oldukça güzel ve restoranlara göre daha uygun. Benim tavsiyem ilk akşam CASA’da yemeniz yönünde. Eğer beğenmezseniz dışarıda yersiniz sonraki akşamlar.
Gündüzleri ise Küba’nın meşhur 1/2 CUC’luk pizzalarıyla geçiştirdik hep. Önünde Kübalılar sıraya girmişse hiç korkmayın siz de girin sıraya. Havana’da yediklerimiz idare ederdi. Ancak Trinidad ve sonrasında oldukça iyi pizzalar yedik. Ama 15 günden sonra şimdi bedava verseler yemem!
Havana’da puro almak isteyenler…
Kesinlikle size gelip sizinle İngilizce konuşan kişilerin söylediklerine inanmayın. Muhabbete girmemeniz daha iyi hatta. Çünkü gerçek Kübalılar gelip konuşmuyorlar. Bunu yapanlar turist kazıklamaya çalışanlar. Özellikle onlardan puro kesinlikle satın almayın. Cohiba purosu içtiğinizi zannederken, muz yaprağından sarılmış puromsu şeyi içiyor olabilirsiniz.
Devlet kurumu olan Caracol’dan puronuzu alabilirsiniz. Şehirde gezerken gözünüze çarpacaktır. Bir de Puro Fabrikası Partagas‘a gidebilirsiniz (Capitol’ün arkasında). Oraya giden turistlerden duyduğumuz kadarıyla turistler için yaptıkları gezi turları oldukça keyifli. Şarkı söyleyen Kübalı işçiler arasında fabrikayı gezebilir, oradan puro satın alabilirsiniz.
Havana’da Konaklama
Küba’da CASA’lar oldukça yaygın. CASA, Küba devletinin Kübalılara kendi evlerini otel olarak işletme hakkını vermiş olması demek. Bir CASA’da genel olarak 2 ya da 3 oda turistler için ayrılmış oluyor. Genel olarak her odanın içinde sadece o odaya ait banyo bulunuyor. Ancak kendi çevremden ortak banyolu CASA’larda kalanlar da tanıyorum.
Küba tatilimiz boyunca biz hep CASA’ları tercih ettik. Temizlik açısından hiçbir problem yaşamadık. Oldukça keyifli. Kübalılarla vakit geçirme imkanı yakalamış olduk.
Havana’da kaldığımız CASA tüm Küba tatilimiz boyunca kaldığımız en iyi CASA idi. Centro Havana’da ünlü Casa de la Musica’ya sadece 2 dakika yürüme mesafesinde İspanyol koloni döneminden kalma bir evdi. Turistler için sadece 1 odaları var. İngilizce konuşamasalar da İngilizce – İspanyolca ve beden dilinin yardımıyla güzel diyaloglar kurduk. Bu CASA’da gecelik konaklama 25 CUC sabah kahvaltısı içinde. Sabah kahvaltısı için ek ücret ödemediğimiz tek yer burasıydı. Akşam yemeğinizi CASA’da yemenizi tavsiye ederim. Kişi başı 6 CUC ödeyerek fasulye, pilav, tavuk/balık, salata, meyve menüsünü deneyebilirsiniz.
CASA Fernando (Fernando CASA’nın sahibi)
Concordia No: 165 ler. piso e / Manrique y San Nicolas
Tel: 7 864 5156
Mobile: 05 842 0726
Fernando’ya bizi yönlendiren bir başka CASA sahibi Nora oldu. Nora Trip Advisor’da oldukça iyi notlar almış ve İngilizce konuşabilen bir Kübalı. Havana’da konaklama için Nora’ya mail atabilirsiniz. Maillere hızlı dönüş yapıyor.
Casa Colonial La Terraza – Dra Nora Esquivel
Belascoain #207 entre Neptuno y Concordia Centro Habana Cuba
House phone (53) 78641275
Cell phone (535) 2957834
e-mail: noraesquivel15@yahoo.es
website: www.casalaterraza.com
Nora’nın kendi evinde yer olmasa bile size Casa ayarlamanızda yardımcı olacaktır. 24 Aralık Noel günü bizi Noel yemeğine davet eden ve bunun karşılığında bizden hiçbir ücret talep etmeyen Nora sayesinde kocaman bir sofrada bir sürü güzel insanla zaman geçirme fırsatımız oldu. O gece de unutulmazlarımız arasına girdi.
Havana Havalimanı – Havana Şehir İçi Ulaşım
Havana’ya indikten sonra şehir içine ulaşmanın bir kaç farklı yolu var ki konfor ve maliyet açısından aralarında oldukça fark var.
Eğer Havana’da kalacağınız CASA’yı daha önceden ayarladıysanız onlardan sizi havalimanında karşılamalarını isteyebilirsiniz. Bunun maliyeti ortalama 25 CUC. (1 Euro : 1,05 CUC). Eğer pazarlık etme imkanınız varsa bunu sonuna kadar kullanın. Aksi takdirde sakın daha fazlasını ödemeyin. Çünkü 25 CUC aldığınız servis göz önünde bulundurulduğunda oldukça fazla zaten.
Eğer Havana’ya varış saatiniz gündüz vakti ise ve konfor çok önemli değilse sizin için, 1. Terminalden kalkan halk otobüslerine sadece 1 Peso karşılığında binebilirsiniz. 25 Pesonun 1 CUC’a karşılık geldiği düşünülürse havalimanından şehre otobüsle ulaşmak aslında bedava.
Biz, 2 haftalık Küba tatilimizde oldukça yoğun bir programa sahip olduğumuz için vakit kaybetmeme adına özel taksiyi seçtik. Bir de otobüsün hangi terminalden kalktığını da bilmiyorduk o zaman. Riske girmedik. Ancak hala o taksiye ödediğimiz 25 CUC içimi sızlatır.
Havana Şehir İçi Ulaşım
Havana’da 3 farklı merkez olduğu için bir merkezden diğer merkeze yürümek çok kolay değil. Mesafeler uzak. Casa’yı Centro Havana ile Vieja arasında tutarsanız toplu taşıma kullanma zorunluluğunu azaltmış olursunuz.
Halk otobüslerine 1 Peso karşılığında binilebilir. Ancak ben bunu pek tavsiye etmem. Bir kere denemek istedik. Otobüste nefes alacak yer olmadığını görünce hemen bu fikirden vazgeçtik.
Şehir içi çalışan kollektif taksiler bence en mantıklısı. Sabit bir rotadan ilerliyorlar ve ilk-son durağı belli. İki kişi bindiğinizde 1 CUC verirseniz size yaklaşık 3-5 Peso geri vermesi gerekiyor.
Ayrıca Bici Taksi olarak bilinen bisiklet taksiler var ya da Coco taksi olarak bilinen motorlu sarı renkli küçük taşıtlara da binebilirsiniz. Ancak onlarda ücret tamamen pazarlığa dayalı. Bu nedenle, biz bu araçları hiç tercih etmedik.
Havana Gezi Rehberi’nin size Havana geziniz sırasında yardımcı olması dileğiyle…
Off the Road on the Track Küba’daydı.
23.12.2015 – 06.01.2016