Almanya’ya yüksek lisans yapmaya gelmek ve Almanya’da yaşamak… Gerçek deneyimler serisi-1


19 Oca 2018
Paylaş

Münih’te yaşamaya başlayalı 9 yıl olmuş. 2008 yılının Ekim ayında gelmiştik buraya. Geçen 9 yılda bizim gibi kendi vatanından savrulup buralara gelmiş bir çok kişiyle, hayat hikayesiyle tanıştık. Birbirimize destek olduk. Kimisi almanca kursu aracılığıyla gelmişti, kimisi direk yüksek lisans için, kimisi şirket aracılığıyla atmıştı kendini yurt dışına. Kimisi sevdi kaldı, kimisi nefret etti döndü. Kimi yalnız hissetti kendini, kimi bizim gibi kendini yeniden buldu bu topraklarda.

Son dönemde çok ciddi bir beyin göçüyle karşı karşıya Türkiye. Birçok genç insan nasıl olur da kendimi yurt dışına atarım düşüncesinde. Kimini tanıyoruz ve elimizden geldiğince sorularına cevap bulmasına yardımcı oluyoruz. Bir çoğunu ise tanımıyoruz. İşte tam da bu noktada bir fikir geldi aklımıza ve dedik ki daha çok insana yardımcı olmanın başka bir yolu olmalı. Tanımadığımız insanlara deneyimlerimizi aktarmak amacıyla yola çıktık ve dedik ki madem çevremizde bu kadar çok hikaye var o zaman örnek olsun bunlar gelmek ile kalmak arasında gidip gelenlere. Gerçek yaşam tecrübelerini, yurt dışına çıkış hikayelerini burada, bloğumda röportajlar serisiyle sizinle paylaşmaya karar verdim.

Çevremdeki farklı yurt dışına çıkış hikayelerini/tecrübelerini paylaşacağım yazı serime başlıyorum. İlk röportajımı Onur Han Yapıcı ile yaptım. Onur benim Almanya serüvenimde tanıştığım ilk kişilerden biri. Onunla 8 ay aynı dil kursuna devam ettik. 8 ay boyunca daha iyi not alarak beni geçmek için çok uğraştı. Tabii ki başaralı olamadı :) Sınavlara beraber girdik çıktık. DSH sınavında hüngür hüngür ağlarken ben, o vardı yanımda. Sonrasında yüksek lisansta farklı şehirlere yazılmış olsa da kaderimiz, yollarımız hiç ayrılmadı. Şimdi aynı şirketteyiz. Biz Münih’te, O Stuttgart’ta yaşıyor. Neden ilk olarak onu seçtiğimi röportajı okuyunca anlayacaksınız. :)

Onur han yapıcı

Kısaca kendinden bahseder misin? Ne zaman başladı yurt dışı serüvenin? Hangi aşamalardan geçtin ve şu anda ne yapıyorsun?

Gökçeciğim bildiğin üzere 30 yaşındayım, tam rakam verecek olursak, yaklaşık 11.000 gündür falan yaşıyorum, kaldı 17.200 gün☺. Yıldız Teknik Makina Mühendisliği mezunuyum. Yurt dışı serüvenim lisans dönemi 3 ay gibi kısa bir süre ile Amerika’da başladı. Sonrasında Master (Darmstadt üniversitesi makine mühendisliği Process Management) sürecinde Almanya ile devam etti. Master sonrası 2,5 sene bir Çin macerasından sonra (orada BMW’in fabrikasında danışman olarak çalıştım), tekrar soluğu Almanya’da almak suretiyle yurt dışı maceram devam ediyor. 9 sene önce Almanya’ya gelmişim, dün gibi☺. Şu anda Stuttgart’ta Bosch firmasında çalışıyorum.

Seni yurt dışına iten güç neydi? Neden Türkiye’den çıkıp yurt dışına yerleşme kararı verdin?

Lisans sonuna doğru kıpırdanmalar başladı bende. Aslında bir çok üniversite öğrencisinin kafasını karıştıran standard sorulardan başka bir şey değildi bu bendeki kıpırdanmaya sebep.

Peki şimdi ne olacak?

Ne yapmak istiyorum?

Nereye gider bu yol?

Ne iş yaparsam çok mutlu olurum?

Nerede yaşayacağım ve benzeri…

Gayet tabii ki burada,Almanya’da, şimdi bütün bu soruları teker teker cevapladım ve süper oldu gibi bir hikaye anlatmayacağım. Bu soruların hiç birine net cevabım yoktu benim, ki olması da mümkün değildir zaten (bknz. Tolstoy – İtiraflarım). Benim alternatiflerim belliydi. Askere gidip Türkiye’de bir işe girmek, babamın işini devir almak yahut yurt dışında master.  Bu üç alternatifin de sonucu, belli değildi, halen de belli degildir. Her biri diğerlerinden daha iyi olabilir ya da olmayabilir. Ben yurt dışı alternatifini seçmiştim. Tek bildiğim ve önemli olan bugün mutlu olduğumdur.

”En önemli ön hazırlık kanaatimce insanın kendini „Gitmek“ eylemine alıştırmasıdır. Yani alışkın değilseniz gitmeye, daha önce hiç gitmediyseniz, ilk gidişinizse, bir gün kendinizi yorganın altında cenin pozisyonunda ağlayıp, çikolata yemek isterken bulabilirsiniz..”

“Fikir-ön hazırlık” sürecinden bahseder misin? Sence yurt dışında yaşamak isteyenler ilk nasıl ve nereden başlamalı bu sürece?

Başka bir ülkede yaşamak artık globalleşen günümüz dünyasında elbette herkes için mümkündür. Bunun nasıl ve hangi şartlarda olacağı ise eğitim, finans yahut kariyer durumuna göre farklılık gösterebilir. En önemli ön hazırlık kanaatimce insanın kendini „Gitmek“ eylemine alıştırmasıdır. Sevdiklerinden gitmek eylemi bazı bünyelerde azotlu neticelere sebep olabilir. Yani alışkın değilseniz gitmeye, daha önce hiç gitmediyseniz, ilk gidişinizse, bir gün kendinizi yorganın altında cenin pozisyonunda ağlayıp, çikolata yemek isterken bulabilirsiniz☺ Öncelikle, hedefimi ”yurt dışında yüksek lisans yapmak” olarak belirledim ama öncesinde hiç okul araştırması yapmadım. Nerede, nasıl okurum belli değildi ilk adımları atarken. Çünkü, yurt dışına almanca kursu aracılığıyla gitmeye karar vermiştim. Baktım, internette araştırma yaptım ve bana uygun almanca kursunu Münih’te buldum. Gitmeden, kursun ilk 3 ay ödemesini yaptım. Konaklamayı önceden planlamak mümkün değildi. Bu nedenle konaklama konusunda bir çalışma yapmadım. Otelde kalmak tek alternatifti benim için. Sonrasında ev ya da yurt bulurum diye düşündüm. Kursu ayarladıktan sonra da vize başvurularına başladım.

Almanya’ya gelmek için hangi vizeye başvurdun? Nasıl bir bürokratik süreçten geçtin?

Ben almanca dil kursuna kayıt yaptırıp ilk etapta ögrenci vizesine başvurdum. (Öğrenci vizesi o zamanlarda 3 aylık veriliyordu, 3 ay sonra gidip vizeyi uzattım) Almanya vize başvurusu biraz sancılıdır. Belge toplamaktan ve beklemekten insanı isyana sürükleyebilir. Gerçi bu bürokratik zorluk başvurulan ülkenin Almanya olmasından değil maalesef başvuran bizlerin Türk pasaportuna sahip olmasından kaynaklanıyor. Acı ama gerçek.

Almanya’da yabancıların yararlanabildiği sağlık ve sosyal hizmetler var mı? Bu konuda buraya geldiğinde bir zorluk yaşadın mı?

Vize kapsamında sağlık sigortası yaptırılması gerekiyor. Onun dışında bir işlem yapmadım ve burada hiç bir sorunla karşılaşmadım.

Yüksek Lisans başvuru sürecin nasıldı? Kaç üniversiteye başvuru yaptın? Sadece bir şehre mi odaklandın?

Yüksek lisans için bir çok üniversiteye bulundukları şehirden bağımsız başvurdum. Üniversitelerin değerlendirildiği birçok ranking listeleri mevcut. Bunlar üzerinden alternatifler belirlenip üniversitelerin direk kendi internet siteleri üzerinden online başvuru süreci başlatılabilir. Yani şehre odaklanmadım. Almanca kursuna devam ederken, ki bu yaklaşık 8 aylık bir süreç, yüksek lisans başvurularımı hazırladım.

”Almanca bilmiyorum, almanca yüksek lisans yapabilir miyim, başarabilir miyim diye kimse korkmasın. Yapılabiliyor bunun örnekleri çok. ”

Başvuru yaptığın üniversitelerde aradığın kriterler nelerdi? Örneğin, Almanca ya da İngilizce eğitim olmasına dikkat ettin mi?

Almanca kursunda almanca öğrenip DSH (Almanca dil yeterlilik sınavı – almanca eğitim veren üniversiteler bu belgeyi talep ediyor) sınavını geçtikten sonra ingilizce yüksek lisansı hiç düşünmedim. Sadece almanca eğitim veren yüksek lisans programlarına başvurdum. Özellikle sonrasında Almanya’da çalısmayı düşünen arkadaşlar için, Almanca yüksek lisans yapmanın dile hakimiyet açısından avantajlarının çok olduğunu söyleyebilirim.

Ben, Almanca eğitim geçmişim olmamasına rağmen, Almanya’da 8 aylık yoğun dil kursu sonrası yüksek lisansımı almanca tamamlayabildim. O nedenle Almanca bilmiyorum, almanca yüksek lisans yapabilir miyim, başarabilir miyim diye kimse korkmasın. Yapılabiliyor bunun örnekleri çok.

Yüksek lisans nasıldı? Zorlandın mı? Alman üniversitelerindeki eğitim sisteminin Türkiye’de alıştığımız eğitim sisteminden farklı olduğunu düşünüyor musun?

Ben zorlandım evet. Büyük motivasyon şart. Türkiye’de alışkın olduğum ders çalışma ve sınav geçme methodları burada maalesef suya düştü. Türkiye’de finallerden birkaç gün önce yoğun kamp dönemi ve C olsun bizim olsun nidalarıyla girilen sınavlar ve sonunda geçilen derslerden sonra, Almanya’da 3 hafta boyunca sabah 8 aksam 18 kütüphanede çalışılan sınavlar ve sonunda kalınan dersler bünyede ağır travmalara yol açıyor :)  Ama özetle atla deve değil. Yüksek motivasyon biraz da fedakarlıkla her şey mümkün.

Eğitim sisteminin benim gördüğüm en büyük farkı Almanya’da derslerin daha gerçek olması. Yani endüstriyle iç içe geçen dersler, havada kalmayan örnekler, hatta direk sanayide danışmanlık yapan profesörlerle sizi iş hayatına çok daha iyi hazırlıyorlar.

Yüksek lisans sonrası iş bulmakta zorlandın mı? Nasıl bir süreçten geçtin?

Evet maalesef kolay olmadı. Süreç biraz enteresan gecti. Üniversite bitmek üzere. Bir tez kaldı. Onu da yazıyorum. Çat diye tez yazdığım firmadan 2 farklı pozisyon için iş teklifi aldım. Ulan dedim noluyoruz.:) Daha tez bitmeden böyle fırsatlar çıktıysa daha neler olacak dedim. iki pozisyonu da red ettim. Çok gaza geliyorum bazen. :) Almanya yüksek lisanstan sonra iş bulmanız için size 6 ay süre verir. İş buldunuz buldunuz, yoksa turnistan! Ben tam 5,5 ay iş aradım. Sonrasında istediğim işi bulmuştum ama 5,5 ay bu yukarıda bahsettiğim hayatımın geri kalan 17.200 gününden kaç gün silmiştir, onu bilemem☺

Almanya’dan çalışma vizesi almak kolay oldu mu?

İş bulduktan sonra sorun değil.

Türkiye’deki üniversitelerden mezun olmak başvurulan işlerde yeterli mi? Örneğin Makine mühendisi olarak, Yıldız Teknik Üniversitesi “Lisans” diplomanla yüksek lisans yapmadan sence Almanya’da iş bulur muydun?

Eğer expat yoluyla gelmiyorsanız çok düşük ihtimal. Benim edindiğim izlenim Türkiye’deki bitirdiğiniz üniversitenin, hangi üniversite olursa olsun, burada pek deger bulmadığıdır.

Hiç bir lisans üstü eğitimi almadan, lisans diplomasıyla Almanya’da nasıl bir kariyer planlaması yapılabilir? 

Mümkündür tabiiki ama başarıyla sonuçlanma ihtimali çok düşüktür. Çünkü Almanya’da zaten herkesin yüksek lisans diploması var. Bir de üniversite denkliği yok.

”Almanya’da kariyer yapmak istiyorsanız, almancaya zaten hakim olmalısınız ve başka hangi dili öğrenirsem bir adım daha öne geçerim olmalı asıl soru.”

Almanya’da önce Münih şehrinde danışman olarak BMW firmasında çalıştın. Sonrasında 2,5 sene Çin’e expat olarak gittin. Şimdiyse Stuttgart’ta Bosch firmasında yine Lojistik alanında mühendis olarak çalışıyorsun. Profesyonel deneyimlerine dayanarak “Almanca olmazsa olmaz” diyebilir misin? Yani sence, Almanca bilmemek profesyonel koşullarda önemli bir bariyer mi? Yoksa İngilizce yeterli olur mu?

Evet çalıştığınız firmanın büyüklüğüne bağlı olarak ingilizce bilmek yeterli olabilir, bunun bir çok örneği de mevcut. Ama bence mesele bu olmamalı. Özellikle genç arkadaslar için daha iyi nasıl olabilirim olmalı. Almanya’da kariyer yapmak istiyorsanız, almancaya zaten hakim olmalısınız ve başka hangi dili öğrenirsem bir adım daha öne geçerim olmalı asıl soru. Şu bir gerçek ki, burada Türk olarak her zaman aynı eğitim seviyesine sahip bir Almandan bir adım önde olmalısınız ki aynı sularda yüzebilesiniz.

”Darmstadt gibi küçük şehirler finansal açıdan öğrenciler için daha uygundur. Münih ve Stuttgart gibi büyük şehirlere yerleşmeden önce iyi bir bütçe planlaması yapmak gerekli.”

Almanya’da yaşam genel olarak pahalı diyebilir miyiz? Münih’te yaşayan, Darmstadt’ta yüksek lisansını yapan ve şimdi Stuttgart’ta çalışıp yaşayan biri olarak bu 3 şehri “pahalılık” açısından karşılaştırabilir misin? 

Darmstadt gibi küçük şehirler finansal açıdan öğrenciler için daha uygundur. Münih ve Stuttgart gibi büyük şehirlere yerleşmeden önce iyi bir bütçe planlaması yapmak gerekli. Özellikle kira ve kalacak yer konusu iyi araştırılıp iyi planlanmalı. Öyle ki özellikle Münih’te kalacak yer bulmak finansal güçten de bağımsız hale gelmiş durumda.

Sence, Almanya’ya okumaya gelen bir kişi ne kadar parayla buraya gelmeli?

Almanca kursu aylık 350-400 euro civarında

Birkaç öğrenci ile kalınan evler (Wohngemeinschaft) için kira 600 euro civarında (yurt çıkarsa yaklaşık 250 euro aylık)

600 – 800 euro da aylık geçim için gerekli.

Kalacak yer, yeme içme, kurs ücreti vs. bütün masraflar göz önüne alınırsa aylık 1500-2000 € hayat standardınıza göre gerekli. Öğrenciyken çalışmak mümkün. Almanya devleti bunun için öğrenciyken özel çalışma vizesi veriyor.

21. yy’da, günümüz teknolojik koşullarında ‘gurbet’ psikolojisi yaşıyor musun?

Günümüz teknolojisi gurbet psikolojisini büyük ölçüde yenmiştir. Hepimizin bildiği imkanlar her istenildiği zaman Türkiye’deki sevdiklerinize ulaşmanızı sağlıyor. Gurbet değil de özlem diyelim. Her ne kadar ailenize arkadaşlarınıza her dakika ulaşabilseniz de bir özlem duygusu oluyor.

Sana göre genel olarak yurt dışında yaşamanın en büyük ‘challenge’i nedir?

Farklı ülkelerde farklı challenge’ların olduğuna inanıyorum. Almanya’da en tatsız mevzu sürekli Türk olduğunuzu hatırlamak zorunda kalmanız ve standard ön yargılara, sorulara ve yorumlara maruz kalmanızdır. Aa sen hiç Türkler gibi değilsin gibi klasik altı boş saçma sapan yorumlara, siyasi bi takım aşağılamalara hazır olunmalı.

Almanlarla anlaşmak, onları anlamak kolay mı?

Başlarda hiç bizim gibi değiller, hiç geyik muhabbetleri yok, çok gergin adamlar felan diye düşünürdüm. Zamanla aslında ne kadar çeşitli olduklarını, aynen bizim gibi geyik muhabbetinde alanında uzman Almanların olduğunu keşfetmek bana keyif verdi.

Almanlarla çalışmak zor mu? İş hayatında en çok zorlandığın konu nedir?

Ben şimdiye kadar Almanlarla ve Çinlilerle yakın çalıştım. Türkiye’deki iş hayatını bilmiyorum, o nedenle Türk Alman iş hayatını kıyaslayamam. Ama Almanlarla çalışmak hiç zor değil. Hatlar keskin ve bellidir. Çinliler zordur ama samimidir. Almanlar iş arkadaşı Çinliler kankidir.

Şimdiki aklım olsa yine buraya taşınırım diyor musun? Neden? 

Kesinlikle evet. Hayat standardı perspektifinden bakarsak verdiklerime karşılık şu anda maddi-manevi kazandıklarım daha ağır basıyor. Bunun dışında insanın dünya görüşü pozitif açıdan değişiyor. Türkiye’nin dışında bambaşka bir dünya var. İmkan varsa her insan hayatının bir bölümünde muhakkak yurt dışında yaşamalı bence.

 

Yorumlar

yorum

Share

Gökçe Demirci